Dağ' fare doğurdu!
Denizi geçip, çayda boğulmak tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuz bir maç.
Elbette Karadağ bize göre daha zayıf bir rakip. Ama ne olursa olsun Balkan ekipleri her zaman tehlikelidir.
Üstelik bu kadar ağır zeminde oynanan maçlarda her zaman karamboller ve kritik hatalar en korkulan şeylerdir.
Fizik gücü açısından ağır zemin Karadağ'ın kuşkusuz daha avantajınaydı. Bir de savunma zaafları ve yerleşim hataları ilk yarıda amatörce iki gol yememize neden oldu. Beraberliğin bize yettiği bir mücadelede ben Montella'dan orta sahayı daha kalabalık tutmasını beklerdim.
Barış gibi fizik gücü yüksek bir oyuncuyu sağ bekte, Kaan Ayhan'ı stoperde tercih etmesi daha doğru bir karar olurdu kanaatindeyim. Bu kadar hücumda top yapacak ve bire birde adam eksiltecek oyunculara sahip olmamıza rağmen ilk 10 dakika dışında bunu da başaramadık.
Maçın başlangıcında Yunus'la sağ taraftan etkili olsak da solda aynı etkiyi yapamadık. Kuşkusuz Hakan Çalhanoğlu'nun yokluğu bu konuda eksik kalmamızın temel nedeniydi.
Orkun Kökçü geri dönüşlerde ağır kaldı. Kanatlardan yapılan ortalarda da rakip ceza sahasında etkili olacak oyuncularımız yoktu. Kısa paslarla gelip, pozisyon ürettiğimizde de rakip kale önünde doğru tercihler yapamadık.
İlk yarıda bulduğumuz gol bizi galibiyet adına ümitlendirse de soyunma odasına gitmeden yediğimiz ikinci gol takımı moral olarak da çok aşağıya çekti. Üstelik bu dakikalarda İzlanda'ya karşı Galler'in 2-1 öne geçmesi de ikinci yıkım oldu.