Buruk'un iştahı

Üst üste 3'üncü şampiyonluğuna koşan G.Saray ve kötü bir sezon geçiren Trabzonspor adına bu kupayı tanımlayan ortak ifade prestijdi. G.Saray'daki eleştiri kültürü çok yüksek.

Okan Buruk hep başarılı olmak zorunda... "Beşiktaş'tan sonra Trabzon'a da finalde kaybetti, finallerde kötü" diyeceklerdi. Fatih Tekke hoca ise yeni olmasına rağmen çok eleştiriliyor. Bu final; iki hoca adına 'ispat ve kredi' maçıydı.

G.Saray'ın bu kadar yüksek şiddetli presle maça başlayacağını beklemiyordum. Oyun kültürü bu olmasına rağmen finalde daha temkinli görebilirdik. Özellikle ağır kalan Savic bir maden sunuyordu, bunu işleyen Barış oldu.

Cihan Aydın'ın otoritesini sarsan ve kırmızı kartla dans eden 'tecrübeli' Savic, Trabzon'un zayıf karnıydı. Orta sahadaki Mendy ve Okay da bir o kadar geçirgendi. Aslan bildiğimiz Aslan gibiydi. Yine de yediği golden sonra Trabzon sinmedi, aramaya çalıştı.

Fakat üçüncü bölgedeki pas hataları amatörceydi. Ozan sürekli zorladı ama gol konusunda açıkçası beceriksizdi. 'At topu Nwakaeme'ye pozisyon hazırlasın' oyunu işe yaramadı. Maçın girişinde hayli iyi gözüken Galatasaray da attığı golden sonra 'bu bana yeter' der gibi bir tempoya geçti.

Ayrıca Sarı-Kırmızılılar neden oyunu sürekli soldan kurmaya çalışıyordu anlamış değilim. Malheiro hep kontra kolladı. İlk yarıda performansıyla sıyrılan nadir isimlerden biri olan Batagov'un sakatlanması Trabzon adına kötü oldu.

Trabzon'da oynanan derbide de dökülen Okay'ın stopere geçmesi bir intihardı. Koca bir devre arasında savunmaya önlem almayan Fatih Tekke'ye dakika bir gol bir dersi oldu. Osimhen, F.Bahçe'ye attığı gibi yine acımasızca vurdu topa.