Futbolu herkes oynar ama büyük oyuncular büyük oynar. Bu yüzden de "büyük" olurlar. Osimhen dün öyle bir gol attı ki sadece Galatasaray'ı zirvede tutmadı, belki de takım içinde çıkacak büyük bir krizi önledi.
Fenerbahçe maçında onu oyundan alan Okan Buruk bu kez aynı hataya düşmedi. 2-1'i korumak için bu hareketi yapsaydı muhtemelen maç beraberlikle biterdi.
Son dakikada Samsunspor'un verilmeyen ve "penaltı" olasılığı yüksek pozisyonu var. Bunun üzerinde spor medyası çok fazla polemik yapacaktır.
Elbette bu pozisyona "Bir şey yok" diyen karar vericiler de Galatasaray'ın bu hafta olası liderliği kaptırma ihtimalini önledi. Samsunspor'un Galatasaray'ı zorlamasını bekliyorduk. Ama doğrusu, 2-0 geriye düştükten sonra böyle bir dönüş yapacağını ve bu kadar zorlayacağını beklemiyordum.
İlk yarıda Sane ve Osimhen'in özel becerileriyle iki gol bulan Galatasaray soyunma odasına giderken birçok kişi tabelaya "3 puanı" yazmıştı bile. Açık söyleyeyim, ben de öyle düşünenlerdendim. Ama Samsunspor ikinci yarıdaki başlangıcıyla teslim olmayacağının işaretlerini verdi.
Golü de erken bulunca direnci arttı. Burada Emre Kılınç'ın çabasını takdir etmek lazım. Önce attırdı, sonra attı.
İlk yarıya yanlış kadroyla çıkan Samsunspor'un ikinci yarıda gerçek potansiyelini ortaya koyduğunu gördük. Galatasaray'ın zaten çok iyi bir kadrosu var.
Ama bazı oyuncularda ciddi düşüşler görüyoruz. Özellikle savunurken Abdülkerim ve Sanchez çok yalnız kalıyor. Orta sahadan ve kanat beklerdeki eksiklik, defansif gücü ciddi şekilde düşürüyor. Orta sahada da bir tek savaşan Torreira var.

14