Grupta ikinci olmak için 3 sonuçtan ikisi bize yarar. Bu nedenle Gürcistan savunma yapmaktan çok, kazanmak için oynayacak.
İlk maça göre daha çok risk alacaklar. Bizde de bu riskleri değerlendirecek yetenekler var. Ancak risk almamalıyız.
Kerem'le hemen maçın başında bulduğumuz pozisyonu iyi kullanamadık, Eren'in ceza sahasında düşürülmesinde de hakem oralı olmadı.
Gürcistan'a 12. dakikada savunmada 4'e 2 yakalandık. Neyse ki Mert Müldür olağanüstü bir çabayla topu kornere attı.
Bu pozisyonları vermemeliyiz. Biz bu kaygıları not düşerken, savunma arkasına sarkan Kenan Yıldız'ı, Abdülkerim çok iyi gördü, o da kalecinin üzerinden harika aşırttı.
Yan hakem ofsayt kaldırdı, VAR 1 dakika inceledi. O saniyelerde ömrümüzden ömür gitti. Neyse ki sonu mutlu bitti.
Elbette önde olmak bizi rehavete sokmamalı. İlk maçta 3-0'dan sonra bile ne kadar zorluk yaşadığımızı unutmamalıyız diye düşünmeden edemiyorum.
Sadece sahada değil, tribünde de büyük bir düello var. Gürcistan devlet başkanı Miheil Kavelaşvili Tiflis'ten kalkıp gelmiş destek için.
Bizim Cumhurbaşkanımız da maça gelme kararı alarak "Bizim Çocukların yanındayız" mesajı veriyor. Bizim Çocuklar da sahada coşkuyla, hırsla savaşıyor.
21'de de Merih Demiral'ın kafası bir golden öte, kararlılığımızı anlatıyor. 34'te Abdülkerim'in sağ ayağı, solunun 10'da 1'i kadar marifetli olsa golü atacak, çok da yakışacak.
Ama soluyla vurmaya kalkınca kaçırıyor. Bir dakika sonra Kerem sakatlanma pahasına harika bir müdahale yapıyor, Kenan önünde bulduğu topu taşıyor, İsmail'in şutunu Gürcüler çizgiden çıkarıyor ama Yunus çaresiz bırakıyor.