Öncelikle dünya ikincisi olan Sultanlar'ı kutlayarak başlayayım yazıma. Büyük iş. Terlerinin son damlasına kadar mücadele eden kızlarımızın emeklerine, yüreklerine sağlık.
İkincisi EuroBasket 2025'te emin adımlarla fi nale yürüyen Ergin Ataman ve 12 Dev'i kutluyor, yollarının açık olmasını diliyorum. Bana göre İspanya, dünyanın en yetenekli takımı. Hem bireysel yetenekleri hem de takım koordinasyonu açısından en iyisi. Futbolu basit ve saf bir şekilde oynuyor.
Bunu yaparken de rakip kim olursa olsun, kendi özelliklerine ve kendi sistemlerine sadık kalıyorlar. Gürcistan deplasmanında ilk yarı rakibe isabetli şut attırmayan savunmamızın dün İspanya karşısında nasıl paramparça olduğunu gördük.
8 isabetli 13 şut attılar ilk 45'te. Daha maçın ilk 5 dakikasında Uğurcan'ın iki yüzde yüz kurtarışı var ama üçüncü de o da çaresiz kaldı. Peki bu tablo sadece İspanya'nın iyiliğinden mi kaynaklanıyordu. Elbette hayır. Bizim kötü oluşumuzun da en az onların iyi oluşu kadar etkisi vardı.
Ben Lamine Yamal'ı oyundan çıkana kadar en az 5 kez savunmadan top çıkartırken gördüm, aynı kanattan İspanya bizim 5 katımız atak yaptı ama Kenan'ı hiç savunmaya yardım ederken görmedim. Aynı şey Yunus ve Kerem için de geçerli.
Bu kadar iyi pas yapan bir takımın, sayısal olarak da üstün olmasına izin verirseniz işte böyle sizi kevgire çevirirler. 3-0 biten ilk yarı zaten bizim için her şeyin bittiği anlamına geliyordu. Uğurcan olmasa skor tabelası eminim daha farklı olurdu.
En az 4 net kurtarışı var, birisi de karşı karşıya. Bir de Yamal'ın, Nico Williams'ın dışarıya attığı net fırsatlar... İkinci yarı biraz diş göstermeye niyetlendik, yine her çıkışta kalemize kadar gelip, golleri sıralamaya devam ettiler.