Bir galibiyetten daha fazlası...

İlk maçta 5-1'lik bir avantaj yakalamışsan, elbette ikinci maçta erken gol yememek ve rakibi havaya sokmamak için çıkacaksın sahaya. İsmail Kartal da Fenerbahçe'de önce güvenli oyunu, sonra gol atmayı planlamıştı. Doğrusu maçın başında da bunu çok iyi uygulayan bir takım vardı sahada. Küçük aksaklıklar dışında plan tıkır tıkır işledi. Hatta Fenerbahçe öne geçecek pozisyonlar da buldu. Maç böyle devam ettiği sürece rakibin sinirlerinin bozulacağı ve oyun disiplininden iyice kopacağı aşikardı. Ama ne yazık ki rakip kadar Fenerbahçeli oyuncuların da sinirlendiğini gördük. İlk yarıda görülen sarı kartların çoğu gereksiz ve disiplinsizliktendi. Haliyle bu durum takımın eksik kalma riskini de artırdı. Burada özellikle Mert Hakan Yandaş'a ayrı bir paragraf açmak durumundayım. Pozisyon gereği gördüğü sarı karta hiç itirazım yok ama ondan sonra hakeme her pozisyonda itiraz etmeye koşanların başında onun yer alması çok büyük riskti. Cebinde sarı kartla dolaşıyorsan dikkatli olacaksın. Onu da bir yana bıraktım, çok sevimsiz ve antipatik duruyor. Biraz kendine çeki düzen vermesi lazım. İlk yarı golsüz bittiğinde büyük oranda turu cebimize koyduğumuzu düşünerek soyunma odasına gittik. İkinci yarıda kafamızda kuşkusuz biraz daha galibiyeti kovalamak vardı. Kazanarak tur atlamak hem ülke puanı hem kulübün kasasına girecek döviz açısından