Beraberliğe sevinmek!

Ne güzel söylemiş atalarımız... "Keskin sirke küpüne zarar." Maç öncesi olup bitenler belki Galatasaray gerilsin diye yapıldı ama daha çok kendileri gerilmiş.

Bu yüzden de koskoca ilk yarıyı çöpe attılar. İlk yarıda izlediğim Fenerbahçe'de ne yaptığını bilen, aklı başında bir tek oyuncu bile yoktu.

Hangi bizim yerlileri bir kenara koyuyorum, ciddi uluslararası deneyime sahip oyuncular bile bir telaş, bir panik ve 3 metre yanındakine topu veremeyecek durumdaydı.

Tabii Galatasaray bu atmosferi lehine çevirmeyi çok iyi bildi. Onlar da esasında çok iyi değildi ama daha aklı başında işler yaptıklarını gördük.

Maçın 40'ıncı dakikasında istatistiklere baktım, Fenerbahçe'nin isabetli ya da isabetsiz rakip kaleye tek bir şutu bile yoktu. Bu dakikada duran toptan 2 şut atıp, istatistik yaptılar o kadar!.

İlk yarı şans da Fenerbahçe'nin yanında değildi. Sane'nin gol attığı pozisyona dikkat edin, önce iki Fenerbahçeli birbirine çarpıyor, sonra Barış Alper topu ıska geçiyor, Sane atağı sürüklüyor.

Belki Barış Alper topu kontrol etse bir şey olmayacak. Sane iki Fenerbahçeli rakibine feyk attıktan sonra şutu çekiyor, bu kez top Oosterwolde'ye çarpıp kaleciyi yanıltıyor.

Şansla başlayan atak, şanslı bir golle tabelayı Galatasaray lehine çeviriyor. Ardından Fenerbahçe'nin iptal edilen golü var, tam bir nasipsizlik.

Hava topuna çıkan Skriniar'ın eline temas eden top, ağlara gidiyor. Uğurcan'ın da büyük hatası var. Gol iptal olmasa Fenerbahçe soyunma odasına eşitlikle gidecek.