45 dakikalık doğru

Genç bir milli takımımız var ve gelişmesi için birlikte daha çok maç yapması gerekiyor. Oysa son milli maçımızı 4 ay önce Karadağ'a karşı oynamış ve 3-1 kaybetmişiz.

Yani görüntü iyi olmamasına rağmen Macaristan maçı öncesi herhangi bir prova olmadı. Eskiden milli takımlar istediği zaman özel maç alır oynardı, şimdi o kadar yoğun bir futbol maratonu var ki UEFA ve FIFA'nın boş dönemleri dışında milli maç oynamak zor.

Haliyle bu imkan da pek olmuyor. Diyeceksiniz ki Uluslar A Ligi olsa da olur olmasa da... Evet belki sportif başarı ölçüsünde çok önemi yok ama ülkenin prestiji için Avrupa'nın A Ligi'nde olmak önemli.

Zaten Macarlar da maça bu perspektiften bakıyor. O yüzden de kıyasıya ve son derece sert bir oyun oynadılar.

Bu kadar dolu tribünler önünde futbolcu hazırlık maçı da oynasa motive olur. Ne yazık ki taraftar desteği bizden çok onları motive etti. Maça iyi başlayıp golü bulmak, daha iyi şeyler yapmak için aslında uygun bir ortam hazırladı ama bunu ne yazık ki kullanamadık.

Özellikle çıkışlarda yaptığımız hataların başımıza iş açacağı belliydi. Gol de bağıra bağıra geldi. Uğurcan iyi kaleci ama bazen böyle gereksiz riskler alıyor ve takımı yakıyor. Trabzonspor'da da benzer hataları oldu.

Markajdaki oyuncuya pas atmak, üstelik kendi ceza sahan önünde bunu yapmak işte böyle felaketle sonuçlanabilir. O yüzden en kötü ihtimal eski usul. Sıkıştıysan şişir ileriye gitsin.

İlk yarının istatistikleri de Macarların bizden efektif oynadığını gösteriyordu. Topu bize verseler de hücum bölgesinde daha etkili oldular.

4'ü isabetli 8 şut onlar atarken, biz sadece 4'te 1 isabetli şutla 45 dakikayı geçirdik. İkinci yarıya Macarlar beraberliğe razı bir anlayışla başladı. Önce iyi savunma, sonra fırsat kolladılar.