2'yi koruma 3'ü at!
Açıklanan ilk 11, daha maç başlamadan Fenerbahçeliler'in en az yüzde 80'inin keyfini kaçırmıştır. Maç öncesi birçok insanın makul şekilde, Mourinho'yu üzmeden İrfan'a yer aradığını gördüm, işittim. Hocanın aldırdığı 20 milyonluk Nesyri yine yedek, yine hocanın aldırdığı Maximin de kulübede.
Oğuz Aydın'ı biliyorsunuz, zaten unutuldu. Szymanski zaten 11'de... Milli maçtan sonra, "Kendimi göstermem lazımdı" diyen ve hafta içinde ise FB TV'de, "Mourinho milli maçtan sonra tebrik etti, bizim için de at dedi" diye konuşan bir İrfan'ı izledim. Szymanski'den, Maximin'den, belki Kostic'ten de formayı daha çok hak eden İrfan'ı bir kenara bırakın, bu sezon alınan yenilerin ruh halini bir düşünelim.
Hocanın maç öncesi yaptığı açıklamalar da bir o kadar umut kırıcı. Maça geçecek olursak... İlk 10-15 dakika topa hükmeden bir F.Bahçe, sonra her zamanki denge oyunu. Ama burası Twente deplasmanı değil, hoş, orada da öyle oynanmamalı... Kanat oyuncuları arası koordinasyon yok, çünkü Ferdi-Tadic; Osayi-İrfan kanatları tarihe karıştı.
Orta sahada geçen senedeki halinden uzak olan Fred ile yenilerden Amrabat, sorumluluğu birbirine atma halinde. Polonyalı dostumuz Sebastian Szymanski'nin sahada olduğunu bir ara gerçekten unuttum. Çok koştuğu için oynatılıyor denilse de; bir orta saha oyuncusunun bu kadar silik gözükmesi kabul edilesi değil.
Dzeko'nun sadece yarım saatte 3-4 tane yaptığı basit top kaybı var. Maçın başında bir de kaçırdığı.. Bu kardeşimiz 39 yaşında, bunu da göz önünde bulunduruyorum. 'Şansa bala' denilecek bir gol buldu F.Bahçe. Tadic'in ilerleyen yaşına rağmen bu kadar iştahlı olmasını, her ne olursa olsun skor tabelasına katkı yapması onu özel kılıyor.
Adı "Süper" olan ligimiz için yeterli!.. Maçın hakeminin çıkardığı kartları da amatörde vermiyorlardır... Yere düşen bir oyuncu kolaylıkla rakibine sarı aldırılabilir. Öyle bir hakem yönetimi... Samsun'un ikinci yarı başında bulduğu gol, oyunun adaletinin sunduğu bir ikramdı. Jose Mourinho adına gecenin hamlesi en sonunda geldi.