250 milyon takipçi!
Çarşamba günü Beşiktaş, dün de erken başlayan maçta Galatasaray'ın galibiyetinden sonra daha bir keyifli oturduk televizyonun karşısına. Haftayı 4'te 4'le kapatabilirdik.
Galatasaray'ın bu kupanın favorilerinden biri olarak gösterilen Tottenham'ı devirmesi elbette hepimizin inancını artırdı.
Her ne kadar Jose Mourinho, Türkiye Ligi'ni kimsenin izlemediğini söylese, Tadic, "Hollanda Ligi, Türkiye Ligi'nden daha kaliteli" dese de Fenerbahçe'nin kadro kalitesi ve zenginliği rakibinin çok üstünde. En azından kağıt üzerinde böyle.
Şimdi sıra sahada bu üstünlüğü skor tabelasına yansıtmakta. Nitekim maça da 'Ağırlığını' koyarak başlayan bir Fenerbahçe gördük.
Özellikle Osayi-Samuel ve Maximin'in taşıdığı toplar Alkmaar ceza sahasına kadar çok iyi geliyor, burada bir türlü skor tabelasını değiştirecek sonuca ulaşamıyordu.
Çok fazla hücum düşünmeyen Hollanda ekibine karşı son vuruşlarda ne yazık ki biz de ilk 45 dakikada yeterli değildik. Mourinho'nun bu maça rotasyonlu çıkmasını kendi adıma çok doğru bulmuyorum.
Hollanda'dan alınacak 3 puan Fenerbahçe'nin grupta ilk 8'e girme şansını çok büyütecek. Avrupa'da başarı hem maddi hem de manevi açıdan 'Önemsiz' olan Türkiye Ligi'nden daha öncelikli olmalı!
45 dakika boyunca hücumu hiç düşünmeyen, isabetli şutu bile olmayan Hollanda ekibine karşı Okan Buruk'un gösterdiği cesareti Mourinho'dan da doğrusu beklerdim.
EnNesyri'nin kulübede oturması yanlıştı. Tam bu yanlıştan döndüğü anda da Fenerbahçe saçma sapan bir gol yedi. 3 dakika sonra da cevap verme şansı yakaladı. Ama şanssızlık burada da Fenerbahçe'nin yakasını bırakmadı.