3 puandan önemlisi

Daha 5 gün önce Başakşehir, Galatasaray'la karşılaşmış ve 2-1 kaybetmişti. Çağdaş Atan'la çıkış arayan Başakşehir'in Kadıköy'de Fenerbahçe'yi zorlayacağını düşünüyordum. Ama stattaki atmosferi görünce doğrusu fikrim değişti. Fenerbahçe taraftarını son yıllarda bu kadar coşkulu, bu kadar inanmış ve takımıyla duygusal bütünlük sağlamış görmemiştim. Hatırlarsanız daha önce Fenerbahçe'nin en büyük hastalığı kendi sahasında kaybettiği puanlardı.

Gergin ve stresli Fenerbahçe taraftarı, kafasındaki "Acaba bugün ne terslik olacak" endişesini takıma da yansıtıyordu. Ama dün eğlenen ve takıma güvenen, pozitif enerji dolu bir tribün manzarası vardı. Bu atmosferde başlayan maçta da Başakşehir'in yaptığı basit hatalardan 2-0 yenik duruma düştüğünü gördük. Daha 10 dakika olmadan maç bitmişti. Ama Fenerbahçe takımı, skoru almasına rağmen coşkusundan, heyecanından, mücadele azminden bir şey kaybetmedi. 3-0 olduktan sonra da 4'ü arayan görüntüsüyle tribünlerin 'Özlediği' Fenerbahçe mesajını veriyordu. Tabii ki bu görüntüde en büyük pay İsmail Kartal'ın. "Biz ne yaptığımızı biliyoruz" diyerek eleştirilere kulak tıkayıp, doğru bildiği yolda yürüyen