Victor Osimhen ve Aurelio de Lorentiis

Osimhen konusunda Napoli başkanı De Lorentiis'in sergilediği tavır "âşık usandırma" durumunu da geçti. Aurelio De Laurentiis pazarlıkçı kimliğiyle tanınan, inatçı ve zengin bir film yapımcısı. 20 yıl önce satın aldığı Napoli'de önemli başarılar elde ettiği gibi, takımı satması için önerilen 2,5 Milyar euro'luk teklifi reddecek kadar da şehre ve kulübüne bağlı bir isim. Kimi zaman para kaybetmeyi bile göze alarak inadından vazgeçmediği oluyor. Sadece Osimhen transferinde değil, Kvaratskhelia konusunda da benzer olaylar yaşanmıştı. Peki, bugünkü durum ne De Laurentiis, özellikle Osimhen'in tavrından rahatsız. Serbest kalma bedelini peşin almak istiyor. Al Hilal bu teklifi yapmıştı. Avrupa'dan beklediği ilgiyi göremedi ama Galatasaray umduğundan güçlü bir öneriyle geldi.

Üstelik Osimhen'de İngiltere ve İtalya'da görüştüğü iki kulüpten sonuç alamayınca tercihinin sarı-kırmızılı takımdan yana olduğunu açıkça ifade etti. İşte bu noktada De Lorentiis'in meşhur inadı girdi devreye. Galatasaray ve Osimhen'i köşeye sıkıştırdığını anlamıştı. Sürekli yeni istekler sıralamaya başladı. Galatasaray'ın 40 milyon peşin ve kalan bölümü iki taksitte ödeme seçeneğinden, 40 ve 35 milyonluk iki taksite kadar geldiğini duydum. Teminat mektubu konusu biraz karışık. "Kesin" değil de "geçici" teminat mektubu önerildiği yolunda bazı bilgiler var.

Ama doğrulatamadım. Ekonomistler o detayları daha iyi bilecektir. Burada önemli olan konu başka. Galatasaray zor da olsa artık bir karar vermek durumunda. Ya De Lorentiis'in bütün şartlarını kabul edecekler ya da son tekliflerini bildirip net cevap bekleyecekler. Cevap süresi de çok uzun olmamalı. Osimhen tarafı da kuvvetli destek vermek zorunda. Aksi halde Aurelio De Laurentiis'in elinde oyuncak olup, transfer planlamasını sekteye uğratmak da var. Kazanmak istiyorsanız riski de göze almalısınız.

ORKUN VE BEŞİKTAŞLILIK

Beşiktaş'ın Orkun için Tüpraş Stadyumu'nda düzenlediği imza törenine 30 bin kişinin gelmesi diğer takım taraftarlarınca "abartılı" bulundu. Kesinlikle katılmıyorum. Öncelikle Orkun çok önemli bir transfer. Saha içindeki katkısını ve orta alandaki toparlayıcı etkisini herkes görecek. Hem Feyenord hem de Benfica'da bunu fazlasıyla gösterdi. Süper Lig'de daha da etkili olacaktır. Sadece sakin kalmak ve kulağını dışarıya kapatmayı öğrenmek zorunda. Orkun'un gördüğü ilginin önemli bir nedeni de Beşiktaşlılık. Transferin tereyağından kıl çeker gibi tamamlanması Orkun'un bu duruşu sayesinde oldu. Milli futbolcunun sürekli olarak Beşiktaş'a yönelik sevgisini dile getirmesi taraftarda da haklı olarak karşılık buldu. Beşiktaş'ta takıma gönülden bağlı oyuncuların oynaması çok şey fark ettirir. Siz de bu farkı göreceksiniz.

İYİ KALECİ ŞAMPİYONLUK KAZANDIRIR

İyi kaleci bir takımın yarısıdır. Gerçek anlamda iyi bir kaleci maç değil, şampiyonluk kazandırır. Bunu birkaç yıl önce Muslera için söylemiştim. Sonra herkesin diline pelesenk oldu. Şimdi Galatasaray ve Fenerbahçe kaleci pozisyonu için kritik bir seçimin arifesinde. Galatasaray Osimhen transferine o kadar odaklandı ki, Muslera'dan sonra kaleyi devralacak isim konusunda hala ciddi bir adım atılmadı. Ellerinde alternatifler olabilir. Ama şampiyonluk kurtaracak bir kaleci "alternatif" değildir. Günay kötü bir kaleci mi Elbette değil; meziyetleri var, uyumlu. Fakat bu seviyede bir takımın yükünü, birinci kaleci olarak kaldırabilir mi Sanmıyorum. Fenerbahçe'nin de durumu çok farklı değil. Livakovic beklenen katkıyı bir türlü veremedi. Şimdilerde Mourinho'nun kaleyi İrfan Can Eğribayat'a teslim etmeyi düşündüğü konuşuluyor. İrfan da gayet iyi kaleci. Ama bu kadar yatırım yapılan bir takımın birinci kalecisi olabilir mi Şüphelerim var. Üstelik Fenerbahçe gibi üçlü mü, dörtlü mü oynayacağı tam olarak kestirilemeyen, savunma güvenliğini önde tutan bir hocası olmasına rağmen defansif anlamda sıkıntılar yaşayan bir takımın kalecisi en ufak bir soru işaretine bile yol açmamalı. Özetle, herkes gole yönelik transferleri konuşuyor ama Galatasaray ve Fenerbahçe'nin kaleci konusunda izleyecekleri yol, aslında onların kısa ve orta vadede kaderlerini belirleyecek en önemli karar olacak.