Oyunun kuralları değişiyor
Havada, karada ve denizde güçlü olanların var olacağı bir döneme giriyoruz. Türkiye'nin yerli ve milli savunma sanayisinde attığı adımlar, artık uluslararası manşetlerde. İşte bu sadece bir savunma hamlesi değil; bir güç göstergesi, bir paradigma değişimi. Uzun yıllar boyunca küresel güç merkezlerinin dışına itilmeye çalışılan Ankara, şimdi oyun kurucu olarak dönüyor. Üstelik elindeki kartlar, eskiye göre çok ama çok güçlü. Yeni güç gösterisinin adı:
MUGEM. Türkiye'nin ilk uçak gemisi. Daha denize inmeden dünya basınının radarına girdi. Newsweek, France 24, Defense News, Army Recognition, The National Interest ve daha birçok yayın organı, bu gemiyi konuşuyor. Evet Türkiye sadece bir gemi üretmiyor; denizlerdeki dengeleri değiştiriyor.
Başlangıçta 285 metre olarak planlanan MUGEM, 300 metre olarak revize edildi.
Bu büyüklük, onu dünyanın en büyük savaş gemileri arasına taşıyor. Ve sadece devasa boyutlarıyla değil, taşıdığı sistemlerle de fark yaratıyor. 50 savaş uçağı ve SİHA'nın konuşlandırılacağı bu dev platform, hava gücünü denizlere taşıyor. 32 hücreli MIDLAS Dikey Fırlatma Sistemi (VLS), dört Gökdeniz Yakın Silah Sistemi (CIWS) ve altı adet ASELSAN üretimi 25mm STOP Uzaktan Silah Sistemi ile donatılacak. MUGEM, mühendislik başarısı olduğu kadar bir stratejik vizyonun da göstergesi.
Artık roller değişiyor, hatta yeni bir sahne kuruluyor. Türkiye, kendi oyununun kurallarını yazıyor. The National Interest yazarı Brandon J. Weichert da Türkiye'nin uçak gemisinin küresel hamle olduğunu gördü: "Türkiye, Güney Avrupa'da lider güç olarak konumlanıyor. Tıpkı Osmanlı'nın bir zamanlar bölgeye hükmettiği gibi, Ankara da haritaya hakim olmak için geri dönüyor."
3 KITA, 118 ÜLKE VE 5 MİLYAR KİŞİ
Uzay da artık bizim için hedeflerden biri. Türkiye, haberleşme uydusunu kendi imkânlarıyla üreten 11 ülkeden biri oldu. Bu başarı yalnızca bir uydu fırlatmakla sınırlı değil.Asıl anlamı, teknolojiye olan hâkimiyetimizin ve bağımsızlık arzumuzun somut bir göstergesi olması. Yüksek katma değerli sektörlerde küresel bir oyuncu olma hedefimize bir adım daha yaklaştık.
TÜRKSAT 6A öncesi aktif uydu filomuzda 5 haberleşme ve 3 gözlem uydusu bulunuyordu: Türksat 3A, 4A, 4B, 5A, 5B haberleşme görevini üstlenirken; Göktürk-1, Göktürk-2 ve İMECE gözlem kapasitemizi artıran araçlardı. 8 Temmuz 2025, Türkiye için çok önemli bir gündü.
TÜRKSAT 6A'nın uzaya fırlatılışının birinci yılıydı. Yeni uydumuz, nicelikten çok nitelik açısından önem taşıyor. Çünkü tamamen yerli ve milli imkanlarla geliştirilen TÜRKSAT 6A ile Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarında tam 118 ülkede 5 milyardan fazla insana ulaşabilen bir ülke konumuna geldik. Bu gelişmeler, genç mühendislerimiz ve bilim insanlarımız için bir ilham kaynağı olduğu kadar, dışa bağımlılığın azaltılması adına da stratejik bir öneme sahip. Artık uzay yarışında sadece izleyen değil, etkinliğini her geçen gün artıran bir Türkiye var.
ROLEX'LE LONDRA'YA GİTMEYİN
İngiltere'nin başkenti Londra'da Rolex cinayetleri zirve yaptı. Son 5 yıl içinde 50'ye yakın Rolex saldırısı gerçekleşti. Bunlara son örnek 24 yaşındaki Blue Stevens oldu. Seville Caddesi'ndeki beş yıldızlı Park Tower Otel'den çıktıktan sonra kolundaki altın Rolex'i gören saldırganlar harekete geçti.
Aracına binmek üzere olan 2 çocuk babasını 17 kez bıçaklayan saldırganlar, Rolex'i alarak kaçtı. Talihsiz adam, olay yerinde hayatını kaybetti.