Nobel imkansızdı

ABD Başkanı Donald Trump, bugüne kadar "dört ya da beş kez" Nobel Barış Ödülü'nü kazanması gerektiğini söyledi. Bu yıl öylesine büyük bir lobi faaliyeti yürüttü ki, herkes onun ödülü kazanacağını düşündü.
Ancak gerçekler bambaşkaydı;
Norveç Nobel Komitesi, 2025 Nobel Barış Ödülü'nü Venezuela muhalefetinin önde gelen isimlerinden María Corina Machado'ya verdi. Peki, Trump neden Nobel'e layık görülmedi
Aslında Beyaz Saray da bu gerçeğin farkındaydı. Trump'ın 338 adaydan biri olarak listeye yazılması, bir de geçmişteki 'Obama' skandalı nedeniyle "Acaba" sorusunu gündeme getirdi. Ama ödülü kazanmasının teknik olarak imkansız olmasının sebepleri netti.
2025 Nobel Barış Ödülü aday gösterme süreci, 31 Ocak'ta sona erdi. Trump ise başkanlık görevine 20 Ocak'ta başlamıştı. Yani sadece 11 gün... Bu kısa sürede barış adına somut, ödüle değer bir adım atması mümkün değildi.
Nobel Komitesi'nin ödül kriterleri, bu tür hızlı hamlelerin karşılığını vermeye hazır değil. Eğer Gazze'deki ateşkes süreci başarıyla sonuçlanırsa, Trump'ın önümüzdeki yıl Nobel hayali gerçeğe dönüşebilir.
Komite, geçmişte benzer sürprizler yaptı. 2009'da başkanlığına yeni başlamış Barack Obama'ya ödül verildi. O da sadece 11 günlük görev süresindeydi.
Nobel'in tarihine bakınca, komitenin zaman zaman sürpriz kararlar verdiği görülebilir. Bu nedenle, Nobel'i ya olağanüstü kutsal bir ödül olarak görmek ya da sıradanlaştırmak da hata olur. Sonuç olarak, bu yılki ödül kararı bize bir kez daha gösterdi ki, Nobel Barış Ödülü kazanmak sadece lobi ve popülerlik meselesi değil; zamana, gerçeklere ve somut barış adımlarına dayalı bir süreç.

ZUCKERBERG'İN MAĞARASI
Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg'in korkuları, artık sadece bir söylenti değil; milyar dolarlık bir projeye dönüştü. Amerikalı iş adamı, ölüm korkusunu yenmek için Hawaii'de adeta bir modern çağ kalesi inşa etti: Koolau Ranch.
Burası öyle sıradan bir arazi değil. Bin 400 dönüm.
İçinde, nükleer savaşa karşı dayanıklı, yer altında 7 bin metrekarelik bir yaşam alanı var. Spor salonundan oyun odalarına, toplantı salonlarından oksijen odasına kadar her şey düşünüldü. İddialara göre proje, 300 milyon dolara mal oldu ve inşaatta görev alan herkese gizlilik sözleşmeleri imzalatıldı.
Zuckerberg, bu yapının inşasına öyle büyük önem veriyor ki her ay adaya gidip yaşamsal testler yaptırıyor. Bir milyarderin, dünyanın olası sonuna karşı hazırlık yapması elbette yeni değil. Ancak bu yatırım, bize çok daha derin bir şey anlatıyor:
Paranın, teknolojiye hükmeden gücün bile çaresiz kaldığı tek gerçeklik, ölüm. Zuckerberg'in korkusu, aslında birçok kişinin bilinçaltında taşıdığı o en temel korkunun yüksek sesle dile getirilmiş hali. Ancak aradaki fark şu: Birileri ölüm korkusuyla yaşarken, 216 milyar doları olan Zuckerberg bu korkuya karşı bir ütopya inşa ediyor. Dijital çağın mimarları bize metaverse evrenlerini vaat ederken, kendilerine yerin altını rezerve yapıyor. Sanki "dünya batarsa, biz kalırız" diyorlar. Ancak korkunun ecele faydası yok.
FATURA YAPAY DEĞİL
OpenAI, 30 saniyede video üreten yeni Sora 2'yi tanıttı. Kısa sürede 1 milyon 500 bin kez indirilen Sora 2'nin korkunç boyutlarda enerji tükettiği ortaya çıktı. Yapay zekayla bir görüntü oluşturmak için mikrodalga fırının 5 saniyede tükettiği enerji harcanıyor. Sora 2 ile 5 saniyelik bir video oluşturmak isterseniz, aynı mikrodalga fırını 66 dakika çalıştırmanızla eş değer. Yapay zeka şirketleri bu kadar enerji tüketen sistemlerin, büyük tehlike olacağını da artık unutmamalı.