Başkan Erdoğan'ın "Uçak gemimizi inşallah 1-2 yıl içerisinde bitireceğiz" sözleri sadece teknik bir proje takvimine işaret etmiyor. Aynı zamanda Türkiye'nin küresel vizyonuna dair en net bir mesaj taşıyor:
Artık oyun yazan bir ülke olma iddiası. Fransa'nın önde gelen gazetelerinden Le Figaro'nun da dikkat çektiği üzere, "alışılmışın dışındaki" bu proje, Türkiye'nin denizlerdeki stratejik kapasitesini kökten değiştirecek.
MUGEM, yani Milli Uçak Gemisi, sadece bir savunma aracı değil; siyasi, diplomatik ve jeopolitik anlamda bir sembol. Projeye dair en çarpıcı detaylardan biri, MUGEM'in boyutları. 285 metre uzunluğu, 72 metre genişliği ve 60 bin tonun üzerindeki deplasmanıyla Türkiye'nin bu yeni nesil uçak gemisi, bugüne kadar Akdeniz'de "amiral gemi" rolünü üstlenen Fransız Charles de Gaulle'ü geride bırakacak. Bu kıyaslama bile Türkiye'nin artık bölgesel değil, küresel bir güç olarak konumlanma hedefini ortaya koyuyor.
Uçak gemileri sadece savaş araçları değildir; aynı zamanda siyasi mesajlar verir. Kriz bölgelerine gönderilen bir uçak gemisi, aslında o ülkenin diplomatik kararlılığının ve caydırıcılığının göstergesidir. Bu bağlamda MUGEM, Türkiye'nin Akdeniz, Karadeniz ve hatta Hint Okyanusu gibi geniş coğrafyalarda daha etkin bir aktör olacağının işaretidir. Türkiye'nin SİHA teknolojilerinde kat ettiği mesafe artık herkesin malumu. Ancak bu teknolojinin uçak gemisine entegre edilmesi, oyunun kurallarını tamamen değiştiriyor.
MUGEM, Batılı muadillerinden farklı olarak baştan itibaren insansız hava araçlarına göre dizayn ediliyor.
KIZILELMA, Bayraktar TB-3 ve ANKA-3 gibi yüksek teknolojiye sahip SİHA'ların gemiden kalkıp görev icra edebilmesi, Türkiye'yi savaş doktrininde yeni bir seviyeye taşıyacak.
ADA'DA BAŞLAYAN SAVAŞ
Amerikan siyasetini ve iş dünyasını derinden sarsan Jeffrey Epstein dosyaları bitmek bilmiyor.
Epstein, pedofil ağıyla yalnızca suç işlemedi, aynı zamanda çok güçlü insanları ağına düşürdü. Ve bu ağın merkezi St. Little James adasında yaşanan bir buluşma, teknoloji dünyasındaki bir savaşın başlangıç noktasıydı.
Amerikan medyasına göre 6 Aralık 2014'te bu gizemli adada çok dikkat çekici bir toplantı gerçekleşti. Elon Musk, o dönemde yaklaşık 10 milyar dolarlık servetiyle henüz bugünkü gücüne ulaşmamıştı. Bill Gates ile bu adada buluşması, normal şartlarda sıradan bir iş görüşmesi olarak değerlendirilebilirdi.
Ancak arka planda Epstein olunca, işin rengi değişiyor. İddialar, Gates'in Musk'a ciddi bir tehdit yönelttiğini, Epstein'in de Gates'in tarafında konumlandığını gösteriyor.
Musk geri adım atmamış. Hatta Gates'e net bir şekilde "Hodri meydan" demiş.