Hem milli hem yerli

5. nesil savaş uçağı KAAN'ın motorunun ilk etapta Amerikan malı olması, "milli ve yerli" tartışmasını yeniden alevlendirdi. Peki, bir ürünün gerçekten "milli" ya da "yerli" olduğunu nasıl anlayabiliriz Bu iki kavram genellikle birlikte kullanılır ama aslında farklı anlamlar taşır.
Yerli olmak, ürünün fiziksel olarak o ülkede üretilmesidir.
Yani tasarımcıları, mühendisleri ve işçileri o ülkenin insanlarıdır. Milli ise, ürünün sahibinin o ülke olması anlamına gelir. KAAN bu anlamda hem yerli hem de milli.
Peki bu 'milli' olanlara düşmanlık niye
Örneğin, Amerikan savaş uçağı F-35'in yüzde 45'i ABD'de üretilmiş parçalardan oluşuyor. Yüzde 55'i Amerikan değil!
Otomotiv dünyasında da durum benzer.
Fransız Renault, Peugeot, Citroen, DS ve Bugatti, marka olarak Fransız sayılır ama kullanılan parçaların sadece yüzde 20-30'u Fransa'da üretilir. Geri kalan parçalar Türkiye, Romanya, Çekya, Slovakya, İspanya, Fas ve Güney Kore gibi farklı ülkelerde yapılıyor.
Alman otomotiv devlerine gelince, BMW, Mercedes-Benz, Audi, Volkswagen, Porsche ve Opel yüzde 45 oranında Alman malı parça kullanıyor. Geri kalan yüzde 55'i ise Türkiye, Macaristan, Slovakya, İspanya, Meksika, ABD, Çin, Güney Afrika ve Brezilya gibi ülkelerde üretiliyor. İlginçtir ki, bazı Mercedes modellerinde Fransız motorları bile kullanıldı. Ama kimse Alman veya Fransız markalarına "yerli değil" diye saldırmıyor.
Demek ki, bu tartışmaların ne kadar boş ve gereksiz olduğu ortada. Dünya, tarihinin en tehlikeli dönemine doğru hızla ilerlerken, enerjimizi bu tür gereksiz tartışmalara harcamak yerine, gerçek meselelerle yüzleşmek daha önemli olmalı.

PRENS'İN KRAL PLANI
Monarşi, köklü gelenekleriyle bilinir; değişime ise karşıdır.
Ancak Prens William ezberleri bozdu.
Windsor'dan yaptığı özel konuşmada, "Kral olduğum zaman monarşide değişiklik yapacağım" diyerek, statükodan çıkıp çağın ruhuna uygun bir yapıya dönüştürme niyetini ortaya koydu. "Geleneğe bakıp, bugün hâlâ amacına uygun mu diye düşündüğünüz noktalar vardır" diyen prens, tarihi yüklerin monarşiyi boğmasına izin vermemek gerektiğine vurgu yapıyor. Ona göre, gelenekler değerlidir ama onları körü körüne savunmak değil.
Değişimden korkmayan bir lider profili çizen William, "Beni heyecanlandıran kısım bu" diyerek yeni bir dönemin habercisi olduğunu gösteriyor.
Ancak İngiliz basını, Kral Charles'ın bu sözlerden rahatsızlık duyduğunu iddia ediyor.
Geleneksel yapının bekçisi olarak görülen Charles'ın, monarşide radikal dönüşüm fikrine sıcak bakmadığı anlaşılıyor. Peki, bu değişim rüzgarları İngiliz monarşisini nereye götürecek Anı yaşamak ve tarihe sıkışıp kalmamak gerektiğini hatırlatan William'ın sözleri, sadece monarşi için değil, herkes için önemli bir ders: Değişim, korkulacak değil, kucaklanacak bir fırsattır.