Derin savaş

Amerikan siyasetinin loş koridorlarında uzun süredir fısıltı halinde dolaşan o büyük hesaplaşma artık saklanamaz hâle geldi. Washington'da kurumların içine yerleşmiş güç odaklarıyla, yani "derin devlet" diye anılan yapıyla Donald Trump arasındaki savaş, yeni bir eşiğe tırmandı. Amerikan sisteminin, özellikle ordu, istihbarat ve yargı gibi kritik kurumların tepesinde "seçilmemiş aktörlere" dayanarak işlediği iddiası Trump'ın siyasetteki en sert kavgasının temelini oluşturuyor. Trump ilk başkanlık döneminde bu yapıyı hedef almıştı; ikinci kez Beyaz Saray'a dönme mücadelesinde ise aynı cephe yeniden açıldı. Bu gerilimin son perdesi, yıllardır tartışma konusu olan Jeffrey Epstein dosyası üzerinden sahneleniyor. Trump'ın rakiplerini sıkıştırmak için güçlü kozlar barındırdığı belirtilen bu dosyalar, şimdi savaşın merkezinde. Trump cephesi, topu Demokratlar'a çevirmiş durumda. Başkanın talimatıyla ABD Adalet Bakanlığı, eski Başkan Bill Clinton ve bazı Demokrat isimlerin Epstein bağlantılarının araştırılması için harekete geçti.

Adalet Bakanı Pam Bondi'nin görevlendirdiği isim ise dikkat çekici: Derin devlet karşıtı duruşuyla bilinen New York Güney Bölgesi Savcısı Jay Clayton. Amerikan medyasına sızan bilgilere bakılırsa Trump bu hamleyi "azledilme ihtimalini göze alarak" yaptı. Yani sonuçları ne olursa olsun, ipleri koparacağı bir hesaplaşmayı başlatmış görünüyor. Söz konusu çatışma sadece Washington'un duvarları arasında kalmayabilir; finans dünyasından siyasete uzanan etkileriyle Demokratlara yakın pek çok zengin iş insanını da kapsayacak geniş bir operasyondan söz ediliyor. Birçok demokrat dolar milyarderinin demir parmaklıkların arkasına atılma ihtimali artık herkesin konuştuğu bir durum haline geldi. Bu savaşın yalnızca ABD içinde değil, küresel düzeyde dalgalar yaratacağı aşikâr. Zira Epstein dosyası, yalnızca bir suç hikâyesi değil; dünyanın çeşitli merkezlerine uzanan bir güç mücadelesinin şifrelerini de barındırıyor. Washington'da fırtına büyürken etkisinin kaç ülkeyi etkileyeceğini merakla bekliyoruz.


YENİ DÜZEN YENİ GÜÇ


Courrier International, geçtiğimiz günlerde öyle bir analiz yayımladı ki, Fransa'daki karar vericilerin yüzündeki endişeyi neredeyse satır aralarından hissetmemek imkânsız. Sorunun adı net: Türkiye'nin yükselişi. Derginin manşetten verdiği değerlendirme çarpıcı: "Gazze, Orta Doğu'da Türk liderliğine açılan kapı mı" Bu sorunun altını dolduran analiz ise daha da dikkat çekici. Paris merkezli dergiye göre artık bölgesel dengeleri belirleyen yeni bir aktör var ve bu aktör eski Türkiye değil. Yeni bir güç, yeni bir kapasite, yeni bir etki alanı... Fransız analizinde şu cümle öne çıkıyor: "Türkiye, Washington ile sahip olduğu ayrıcalıklı ilişkileri avantaja çeviriyor.