Çelik kubbe korkutuyor

Haritalar, sınırlar, tehdit algıları... Küresel çatışmalar, savunma teknolojilerinde "yerli" ve "milli" kavramlarını daha da değerli kılıyor. İşte bu denklemde Türkiye, savunma sanayisindeki yerlilik oranını yüzde 85'in üzerine taşıyarak sahada ve masada artık daha güçlü. Bugün 50'den fazla ülkede savaş ya da iç savaş yaşanırken, ülkemizin kendi hava sahasını korumakla kalmayıp elektronik harp alanında dünyanın en güçlü 5 ülkesinden biri olması tesadüf değil. Bu başarının merkezinde ise yerli savunma sistemlerinden oluşan çok katmanlı hava savunma şemsiyesi "Çelik Kubbe" yer alıyor. Çelik Kubbe, yüksek, orta ve alçak irtifada çalışabilen yerli sistemlerin entegre edildiği bir ağ savunması.
Bu yapı, sadece radar ve füze sistemlerinden ibaret değil. Aynı zamanda dijital savaşların yapıldığı elektromanyetik spektrumu da kontrol eden bir teknolojik altyapı. Bu noktada en dikkat çekici unsur, bilim kurgu filmi karakteri gibi isimlendirilen sistem: EJDERHA.
İşte Çelik Kubbe'nin 5 yeni gücü:
EJDERHA:
Elektromanyetik sinyallerle donatılmış, görünmeyen süper bir silah. Yazılımındaki müthiş teknoloji sayesinde hem sivil hem de askerî araçları uzaktan durdurabiliyor.
Özellikle kamikaze drone tehdidine karşı 1 kilometrelik alanda koruma sağlayan bu sistem neredeyse rakipsiz.
GÖKTAN: Karadan karaya atılan, yüksek hassasiyetli güdümlü mühimmat sistemi olarak biliniyor. Askerî hedefleri nokta atışıyla yok eden özel bir güç.
TURAN: Kesintisiz ve yüksek hızlı iletişim altyapısı sunan sistem.
Muharebe sahasının sinir sistemini oluşturuyor, gücü artırıyor.
KORAL 200:
Türkiye'nin elektronik harp kabiliyetini zirveye taşıyan sistem. Düşman radarlarını kör ederek Türk hava unsurlarına operasyon üstünlüğü kazandırıyor.
GÜRZ: Otonom çalışan, insansız bir hava savunma sistemi. Hızlı reaksiyon, düşük hata oranı ve insansız müdahale imkânı sağlıyor.
Bu yeni silahlar sadece silahlanma yarışı değil.
Bir güvenlik politikası, caydırıcılık stratejisi ve teknoloji devrimidir.
DERİN DEVLET VE TRUMP
Washington koridorlarında derin savaş sertleşiyor. ABD Ulusal İstihbarat Direktörü (DNI) Tulsi Gabbard ile CIA Direktörü John Ratcliffe'in son açıklamaları, Amerikan siyasetindeki kırılmayı gösteriyor. İddialara göre Amerikan Derin Devleti, Trump'ı başkanlıktan uzaklaştırmak için organize bir operasyon yürütüyor. Beyaz Saray'a sunulan rapora göre Obama döneminde görev yapan bazı CIA, FBI ve NSA yetkilileri, Trump'ı zayıflatmak için koordineli sızıntı operasyonlarına imza attı. İddialar bununla da sınırlı değil. Medya cephesinde de hareketlilik var.
Wall Street Journal'ın, Trump'ı Epstein dosyası üzerinden sıkıştırmak üzere bazı adımlar attığı ileri sürülüyor. Amerikan Derin Devleti ile çalıştığı iddia edilen Rupert Murdoch Wall Street Journal'ın patronu. Bu, medya ile istihbarat arasındaki sınırların ne kadar bulanıklaştığını da gösteriyor. İddialar doğrulanırsa, ABD tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir hesaplaşmanın kapısı aralanabilir.