85. dakika bize gösterdi ki...

Fenerbahçe liderliği bıraktı bırakmasına ama esas önemli olan mental anlamda çöküş yaşayıp yaşamayacağı sorusu artık yine gündemde...

Geçmiş yıllarda son anda kaçan şampiyonluk travması sonraları Fenerbahçe'de büyük yıkımlar yaşanmıştı. Şimdi geldiğimiz noktada ise son haftalarda kötü bir izlenim veren Fenerbahçe takımını izliyoruz. Samsunspor karşısında kapanan takımlara karşı hiçbir refleks gösteremeyen Sarı-Lacivertliler aynı senaryoyu Alanyaspor karşısında da yaşadılar..

Bu aşamada işte devreye Teknik Direktör İsmail Kartal'ın girmesini herkes beklerken hocanın hiçbir şey yapmaması işte gelecek adına büyük bir soru işareti... Haftalardır formsuz bir Szymanski ısrarı ve yine bekteki Mert Müldür'den istenilen performansı alamamışken ve en önemlisi de takımın yıldız adaylarının her geçen gün azalan fiziksel düşüşlerinin niye bu denli sorgulandığı bir Fenerbahçe izliyoruz artık.

Böylesi ütopik bir kadroyu uzun yıllardır görmeyen bir takımın bugün Galatasaray'ın ardında kalması taraftarlar tarafından da en önemli gündem konusu olarak hafızalarda yerini alıyor.. Şunu net olarak söylemek lazım; Fenerbahçe'nin Alex ve Kuyt'lı kadrolarından sonra gördüğü en sağlam ve kaliteli kadrosunu görüyoruz.

Bu kadronun lokomotif oyuncuları olan Dzeko, Tadic ve Szymanski üçlüsünün performansının her maç değişik ve sorgulandığı bir dönemde İsmail Hoca'nın devreye girmesi gerekmektedir. Doğru zamanda doğru yerde yapılacak hamlelerle bu neşteri vurabilir bir hoca... Ama şunu gördük ki, bu işleri totem yaparak, 'beyaz boğazlı kazak giymekle' şampiyonluk yolunu gidilemeyeceğini hocaya iletmemiz lazım.