İki figürün Milli Takıma kattıkları...

İtalyan teknik adam Vincenzo Montella ile çıktığımız en kritik maçları kazanmamız ve Almanya'yı Euro 2024 finalinin oynanacağı Berlin Olimpiyat Stadı'nda 72 yıl sonra devirmemiz asla rastlantı gibi durmuyor.

Evet Montella için daha yolun başı, çok çabuk yukarı çıkarabiliyoruz zaman zaman bu eleştirilere elbette katılıyorum, ama işin bir de realitesi var.. O da şu, Milli Takımın üzerindeki Stefan Kuntz ile sarılan ölü toprağı şu anda neredeyse ortadan kalkmış gibi duruyor.

Şurada bir parantez açmak istiyorum, geçmiş dönemde Stefan Kuntz'un gönderiliş süreciyle ilgili yapılan dönemi yine ve sonsuza dek eleştireceğim bunu ayırıyorum ama şu anda Milli Takımın geleceği adına şunun altını çizmek gerekir ki, Milli Takım iyi yolda...

Bunu nereden anlayabilirsiniz... Almanya karşısında neredeyse sahada basmadık yer bırakmayan, oyunu kabullenmeyen, skoru takmayan ve ne olursa olsun önde basan, rakibi bozan bir futbol anlayışıyla takımını yöneten bir İtalyan çalıştırıcı var. Hatırlayalım çoğu maçta Kuntz topu rakibe verip sahasında beklemeyi görev gibi futbolcularına empoze etmiş ve son olarak Japonya karşısındaki o korkak futbolda cabasıydı bu işin...

Genç bir jenerasyonuz, gençlerden beslenen ve artık takımın dinamiklerini gençleştirerek futbolun gerçekleriyle yüzleşmeliyiz. Futbol koşan, hırpalayan ve sahada 90 dakika mücadele eden bir sporun ta kendisi. Yoksa takıma hatır için doldurulan ve formsuz olduğu halde sırf dört büyüklerde oynuyor diye takıma çağırılan bir dönemi geride bırakmamız şarttır. Evet bugün Galler karşısına çıkıyoruz, ama şunu biliyoruz ki, Almanya karşısındaki tempomuzla Galler'den puan çıkarabileceğimizi görebiliyoruz. Kuntz döneminde bunu çok nadir söyleyebilirken, Montella ile futbolcuların birlikteliği, coşkusu ve hocanın vizyonerliğiyle bunu daha iyi analiz edebiliyoruz.