Su-i zannın en büyüğü kulun Rabb'ine karşı yaptığıdır. Kur'an-ı Kerim'de birçok âyette kendisini "Merhametlilerin en Merhametlisi" olarak tavsif eden, Rahmeti her şeyi kuşatan Rabb'imiz hakkında kötü düşünmek yaptığımız en büyük yanlışlardan biridir.
Ölümü, musibeti, hastalıkları, sıkıntıları yaratan Allah'ı zaman zaman itham edecek şekilde hakkında yanlış şeyler düşünmek, belki bu su-i zannımızın dilimize ve davranışlarımıza yansıması O'na yaptığımız haksızlık ve zulümdür.
Bir hadîs-i kudsîde Cenab-ı Hak "Kulum beni nasıl tanırsa ona öyle muamele ederim." buyurmuş. Bu sebeple Rabbi'mizi iyi tanımalı, O'nu tanıyacak gerekli ilimleri öğrenmeliyiz. Her şeye kudreti yeten yüce Allah hangimizin güzel işler yaptığını imtihan etmek için mevti ve hayatı O yaratmıştır.
Mevt de hayat gibi bir mahlûktur. Allah, mevt ve melek-ül mevt hakkındaki kötü zanlarımız bilgisizliğimizden, cahilliğimizden ileri geliyor. En çok karşı karşıya kaldığımız, yakınımızda veya uzağımızda daima müşahede ettiğimiz ve her an başımıza gelmesi muhtemel ölüm ve mevt hakkında, mevti yaradan Mü'mit hakkında ve en kıymetli varlığımız olan ruhumuzu kabz eden Azrâil (as) hakkında bu kadar az şey bilmemiz garip şey doğrusu.
Mevt, çoğumuzun zannettiği gibi bir yok oluş, bir ayrılık, bedenin çürümesi, dağılması değildir. Her şeyi zâhire bakarak değerlendiren insan bu görüntünün arkasındaki hikmet, adalet ve rahmeti fark edemiyor. Çürüyen şeyin yalnızca beden olduğunu ve insan diriltildikten sonra Allah'ın ona yepyeni bir beden vereceğini ve bunu yapmaya muktedir olduğunu anlayamıyor.
Mevt, dünyadaki imtihanımızı da içine alan, ruhun beden kafesinden çıkmasıyla son bulan uzun bir süreçtir. Mü'min için mevt dünya zindanından asli vatanı olan Cennet bahçelerine uçmaktır. Hayat vazifesinden terhis etmektir.
Başta Peygamberimiz (sav) ve bütün sevdiklerinden hiç ayrılmamak üzere kavuşmaktır. Sıkıntısız, sürurlu yepyeni bir hayata adım atmaktır. Rabb'imiz Hikmeti, Adaleti ve Rahmeti gereği elmas ruhlularla kömür ruhluları birbirinden ayırt etmek için insanı bu dünya mezraasına âdeta bir tohum, bir çekirdek gibi ekiyor.