Düğün dernek

Her fırsatta sadelikten dem vuran ve sadeliği savunan (!) genç kızlarımız, mevzu-u bahis kendi düğünleri olunca tamamen değişiyorlar, ne yapacaklarını şaşırıyorlar.

Akıllarına ne gelirse veya sosyal medyadan, dizilerden, çevrelerinden ne görürlerse aynısını yapmaya çalışıyorlar ve daha sade yapılabilecek bu merasimleri kendileri için eziyete dönüştürmeyi başarıyorlar.

Görenek belâsıyla gayr-ı zaruri ihtiyaçların zaruri hale getirilerek gösteriş için her masrafa girilmesi, yeni yeni âdetlerin icad edilip bitmeyen isteklerinin erkek tarafından karşılanmasının beklenmesi gençlerin izdivâcını daha da zor hale getiriyor. Anneler, büyük taarruza düşman üzerine asker gönderir gibi gençleri evliliğe yolluyorlar.

Bir tarafta "Kendini ezdirme!", "Evlenene kadar ne aldırırsan kârdır.", "Adamın iki kaşığı varsa birini kıracaksın!" gibi Allah'ın rızasına muvâfık olmayan nasihatler eden kız anneleri, diğer tarafta ise gardını almış bekleyen oğlan anneleri...

Neticede daha başlamadan sorun yaşanan evlilikler, sonrasında bu sorunların sürekli dile getirilmesi ve büyüyerek devam etmesi...

İki gün için dünyanın masrafının yapılması, ev dizilirken senelerce sürecek fâizli kredi borçlarının yükü altına girilmesi, iktisatsızlık ve kanaatsizlik kaynaklı geçim sıkıntısı, bununla birlikte yaşanan huzursuzluklar ve ayrılıklar...

Peygamber Efendimiz (sav): "Nikâhın en hayırlısı kolay olanıdır." buyuruyor. Bu sebeple imkân nisbetinde karşılıklı olarak bunun sağlanması için gayret gösterilmesi gerekiyor. Aile saadetinin olabilmesi için lüks bir ev, son moda eşyalar alınmasına lüzum yok.

Bunlar olmadan da huzur yakalanabilir. "Umulmadık yerlerden" rızık gönderen ve rızka kefil olduğunu ifade eden Rabb'imiz, Kur'an'ı Kerim'de evlenenleri lütfuyla zengin edeceğini de bildiriyor. O'na itimad edilmeyişinin sebebi başta iman zaafiyetidir. Bir evlilik, karşılıklı emniyet, samimi hürmet ve muhabbetle devam eder.