Yüce Rabb'imiz Kur'an-ı Kerim'de, "Allah'a ve peygamberine inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz.
Eğer bilirseniz bu sizin için çok hayırlıdır. Bunu yapınız ki,Allah günahlarınızı bağışlasın. Sizi içinden ırmaklar akan cennetlere ve Adn Cennetlerindeki güzel meskenlere koysun.İşte bu büyük başarıdır" buyurarak elem dolu bir azaptan kurtulabilmenin cihad gibi bir ticareti yapmakla olabileceğini belirtir.
İnsanların en faziletlisi sorulduğunda "Allah yolunda malıyla ve canıyla cihad eden mümindir" buyuruyor, Efendimiz(sav)Bu ve bunun gibi bir çok hadisten anlaşılıyor ki, cihad Allah için ve O'nun rızasına muvâfık her türlü cehd, her türlü gayrete verilen isimdir.
Bu, silâhla olabileceği gibi mal ile, ilim ile,ibadetler ile, haccederek, gece ibadetlerini yaparak da olabiliyor. Harici düşmanın saldırılarına kuvvetle mukabele ederek cihad edildiği gibi dahildeki manevi tahribata karşı ilim ve irşad faaliyetlerini yaparak mücadele edilir.
Bunlar yapılırken zamanın şartlarına göre silâhlarla, ilim ve fen ile belâgat ve cezâlet ile techizat yapılması, Allah yolunda yapıldığının asla akıldan çıkarılmaması, neticeye değil, vazifeye odaklanılması gerekir. Zira muvaffakiyet Allah'tandır.
Efendimiz(sav), bir muharebeden dönerken "Küçük cihaddan büyük cihada geçiyoruz" dediğinde, büyük cihadın ne olduğunu sorduklarında "Nefis ve şeytanla mücadeledir" buyurmuştur. Cihad-ı ekberi önemsemeyen bir mü'minin harici düşmanla savaşmaya çalışması abestir. Zira hangi değerler uğruna, ne için savaştığını aklından çıkarmıştır. Peygamber Efendimiz(sav), savaş esnasında dahi namazı terk etmemiş ve ettirmemiştir.
Cihad-ı ekber cihad-ı asgarden daha zordur. Askeri bir misafirhane olan bu dünyada, insanın günahlardan kaçınarak, nefis ve şeytanla mücahede edip ubudiyet vazifesini en güzel şekilde yaparak Allah'ı razı etmeye çalışması gerekiyor.
Bilhassa bu zamanda bir taraftan azgınlıkta firavunu geçmiş nefisler, diğer tarafta günahları dönemin şartlarına göre süslendirip âdemoğluna karşı kullanan, işinde uzmanlaşmış şeytana mukabele etmek, harici düşmana karşı koymaktan daha zordur.

 
									 
								 69
									69