Sevgili okurlarım, Türkiye aylardan ve haftalardan beri bir tek sorunla uğraşıyor. Meclis'te özel bir komisyon kuruldu ama sonrası ne olacak!.. Bunun yanıtını hep birlikte aradık, konuştuk, tartıştık...
Devlet İmralı'daki teröristin ayağına gidecek miydi!..
Devlet, o ünlü terörist tarafından 'huzura' kabul edilecek miydi!
Her kafadan bir ses çıkıyordu.
Sonuçta kabul edildi...
Ve milletimizi temsil eden, milletin üç vekili İmralı Adası'nda o şahsın ayağına gitti. Böyle bir hadiseye bugüne kadar tanık olmamıştık. Bırakın tanık olmayı aklımızdan bile geçirmezdik.
Birbirlerine ne dediler, hangi vaatlerde bulundular, dün itibariyle hiçbir şey bilmiyoruz!
★★★
Bu konuda herkesin gözden kaçırdığı ve hiç gündeme gelmeyen bir husus var, ona biraz değineyim.
Bizi 40 yıl uğraştıran Apo ile çevresinin tek amacı bu şahsın serbest bırakılması. Ama gelin görün ki başta Apo olmak üzere her gün ahkâm kesen bu çevreler bir gün olsun özür dilemediler.
Örgütü sözüm ona feshettiler, silah bıraktılar falan filan!.. Hepsi palavra, hepsi göz boyamaca idi. Irak Süleymaniye'de düzenlenen tiyatroda 30-35 çakaralmaz silahı çöp kutusuna atıp yaktılar falan filan!
Ama başta Apo olmak üzere hiçbir zaman özür dilemeyi akıl etmediler. Bizi sözüm ona temsil eden Tayyipgiller iktidarı da böyle bir talepte bulunmadı.
Bir terör örgütü düşünün, on binlerce insanımızı öldürmüş ama şimdi af bekliyor, tahliye bekliyor!
Kendisini İmralı'da ziyarete giden üç milletvekili, görüşme sırasında bunu Apo'ya acaba anımsattılar mı
"Tahliye bekliyorsun ama sen bütün yaptıkların için önce Türk Milletinden bir özür dile bakalım" dediler mi
Hiç sanmıyorum.
★★★
Dün Kandil Dağı'ndaki ana karargahta örgüt tarafından açıklama yapıldı...
"Önderimiz Apo tahliye edilmediği sürece yapılan görüşmelerde bu gibi konularda hiçbir gelişme olmayacaktır."
Demek ki her şey bu vatandaşın tahliye edilmesine endeksli.
Özür dilemek falan bir yana, utanmasalar zeytinyağı gibi üste çıkacaklar.
★★★
Şimdi burada özür dilemekten söz ederken aklıma bir olay daha geliyor...
Her şeyi bir yana bırakıyorum, bu iktidarın da bize, yani Türk Milletine kocaman bir özür borcu var.
2009 yılındaki ilk açılım sürecine kısaca bir bakalım. AKP ile yapılan anlaşma uyarınca 40 dolaylarında Kürtçü militan Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yapacaktı.
Hepsi üniformalı...
Ama hiçbiri hakkında yasal işlem yapılmayacaktı...
Tayyipgiller iktidarı bu konuda cingözce bir karar aldı. Sınırdan geçen teröristler önce mahkemeye çıkarılıp ifade verecekti.
Bunun çözümü bakınız nasıl bulundu:
Habur'un hemen yanı başında bir çadır mahkemesi kuruldu. Mahkemeye hakimler ve savcılar atandı. Teröristler kelle başı iki dakika olmak üzere bu özel mahkemede sorgulandı ve hepsi, tam kadro serbest bırakıldı!
Böyle bir çadır mahkemesi rezaleti Türkiye topraklarında o yıla kadar sadece bir kez sergilenmişti. Padişah 2. Abdülhamit büyük devlet adamı Mithat Paşa'yı düzmece hakimlere yargılatmaya karar verdiğinde...

5