Sevgili okurlarım söylemesi belki ayıptır ama ben haddini bilen bir gazeteciyim. İyi bilmediğim konularda ahkâm kesmem, ukalalık etmem.
Bizim televizyon kanallarında her gün sürahinin etrafına dizilen bardaklar gibi saatlerce oturup konuşan, her konudan anlayan çok bilmişlerden (!) biri de değilim.
Hadiseleri, olup bitenleri kendi vatandaş mantığımla ve kendi çapımda değerlendirmeye çalışırım. Çok şükürler olsun ki yazdıklarım konusunda bugüne kadar hiç mahcup olmadım.
Dış politika konusunda da uzman olmadığımı söyleyeyim. Olayları izlerim, olanı biteni takip eder ve yazılarımı ona göre yazarım.
Şimdi gelelim dış politika konusunda bize Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarakyaşatılan şu son gelişmelere...
Şimdi başımıza yeni bir bela açtık, hem de kendi ellerimizle, bizi yönetmekte olanların kaprisleri nedeniyle!
Suriye ile 910 kilometrelik bir sınırımız var. Milyonlarca Suriye vatandaşı yaşamını halen de Türkiye'de sürdürüyor.
Bu ülkede sözüm ona 'devrim' oldu, Beşar Esad'ı kovdular. ABD ve Türkiye'nin de desteği ile onun yerine Ahmed Şara isimli bir herif getirildi ve bu herif cumhurbaşkanı ilan edildi. İlk günlerinde ormandan kaçmış bir meczup gibiydi. Sonra bizimkilerin de zorlamasıyla sakalını kısalttı, hatta kravat takmaya falan başladı!
Şimdi dünyayı geziyor, başta Türkiye olmak üzere bütün dünyadan yardım istiyor. ABD ise başta Türkiye olmak üzere pek çok ülkeye çağrıda bulundu:
"Haydi beyler pamuk eller cebe, paracıklar Suriye'ye!"
★★★
Suriye neresinden baksanız bitik durumda... Sanayi yok, iş yok, tarım yok, ordusu yok, güvenlik güçleri yok, hiçbir şey yok.
Üstelik PKK terörü orada da devam ediyor.
Şimdi tepemizde oynanan şu kirli oyuna kısaca bakalım.
Adına Trump denilen ruh hastası ve kendini beğenmiş adam bundan birkaç ay önce Türkiye'ye Tom Barrack isimli bir büyükelçi atadı.
Bu adam aynı zamanda ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi olarak Şam'a atandı. Esas işi ABD'de gayrimenkul satış komisyonculuğu!..
Yani bu herifin şu anda iki ayrı görevi var.
Trump'ın talimatları doğrultusunda Suriye'de ABD'nin çıkarlarını kolluyor, Türkiye'de ise ABD'nin eyalet valisi olarak görev yapıyor.
Geçenlerde Suriye'de katıldığı bir toplantıda salonun duvarlarında Hatay'ı Suriye sınırları içinde gösteren bir haritanın önünde konuşma yapmış, pozlar vermişti. Bizim hükümet ayakta uyuyadursun, bu rezalet Türk medyasında yer alınca 'Valla haberim yoktu!' falan gibi kıvırtmalara girmek zorunda kaldı.
★★★
Türkiye yeni Suriye hükümetini ABD'nin talimatı doğrultusunda tanıdı. Uzun yıllardan bu yana kapalı olan Halep Başkonsolosluğumuzu ve Şam Büyükelçiliğimizi yeniden açtık.
İyi de, Suriye'nin Ankara'daki büyükelçiliği niçin bir türlü açılmıyor
Bu işin arkasında kimler var, ne gibi oyunlar dönüyor bilinmiyor. Bizim hükümet bu konuda Suriye'yi niçin zorlamıyor, ağırlığını niçin koymuyor, belli değil. Diplomaside bütün dünyada geçerli olan somut bir kural vardır.
Mütekabiliyet (karşılıklılık) ilkesi.
Demek ki Türkiye'de bizim karşımıza geçip her gün cart curt edenlerin, bu vazgeçilmez diplomasi kuralını şu zavallı Suriye'ye bile uygulatması mümkün olmuyor!
★★★
Sevgili okurlarım Türkiye açısından işin en vahim tarafı en kısa sürede başlamak üzere. Belki başlamıştır bile...
ABD Suriye'yi bize emanet etti ya, komşumuzun bir sürü eksiğini biz gidermek zorundayız, hem de hiçbir yerden bir kuruş bile yardım ve destek almadan...