Sevgili okurlarım, beklenen iddianameye en sonunda kavuştuk. Sabırla, bazen de sabırsızlıkla bekliyorduk, şimdi hasret gidermiş olduk.
Önce şunu özellikle belirteyim, ben hukukçu değilim. Dolayısıyla bu konuda hukukî bir yorum yapamam. Benim yazdıklarım her zaman olduğu gibi sıradan vatandaş yorumudur. Okur yazar olan ve televizyon kanallarında her gün boy gösterip ahkâm kesen bilgiç vatandaşlardan biri de değilim.
İddianame yaklaşık 4.000 sayfadan oluşuyor.
Bu konuda işin yasal süreci belli.
Davayı görecek olan İstanbul'daki Ağır Ceza Mahkemesi bu belgeyi önce okuyup inceleyecek. İddianameyi kabul etmek veya reddetmek için mahkemelere yasa uyarınca verilen süre 15 gün.
Kimse kusura bakmasın ama okumaya en alışkın olan ve sürekli okuyan birinin eline bile bu ağır tomar verilse o süre içerisinde okuyamaz.
İsterse en heyecanlı polis romanı olsun, mümkün değildir... ünkü insanoğlunun okuma kapasitesi de bellidir ve onun ötesine geçemez.
Şimdi duruşmalar başladığında, taraflar arasında ilk tartışma bence bu konuda olacak. Mahkeme heyeti iddianameyi baştan sona okuduğunu iddia edecek, savunma avukatları ise tam tersini!
★★★
Sonracığıma efendim duruşmalar başlayacak, suçlamalar konusunda sıra sanıkların savunmasına gelecek.
İşte kıyamet o aşamadan sonra iyice kopacak.
Bunun devamında, iş savcılığın dinletmek istediği gizli tanıklara geldiğinde karşımıza çıkacak!
Peki nasıl ifade verecek bu zavallı tipler
Bunun da yöntemi var!
Bilmeyenler için söyleyeyim, bunlar duruşmalar sürüp giderken mahkeme salonunda olmayacak. Onlar 'gizli' ya, başka bir yerden konuşacaklar. Avukatların ve sanıkların sorularına oradan yanıt verecekler.
Peki ama onları seslerinden tanımak mümkün değil mi
Değil çünkü kullanılan elektronik aygıtlar devreye sokulacak, kimlikleri gibi sesleri de değiştirilecek!..
Ve büyük tartışmalar yaşanacak.
Daha da öteye gideyim kavgalar çıkacak, karşılıklı hakaretler yağacak... ünkü bu gizli tanıklar güvenilir insanlar değil.
★★★
Sen eğer böylesine önemli, bütün memleketi ilgilendiren bir konuda tanıklık yapacaksan, insanların karşısına adam gibi, onurunla çıkar ve bildiklerini, yaşadıklarını mertçe, hem de eğer sıkıyorsa gerçek kimliğinle anlatırsın.
Bu gibilerin yaptığı iş, masum insanları olur olmaz suçlamak, onlara bok atmaktır.
Nice masum insanlarımız bu onursuz heriflerin yalanları ve iftiraları nedeniyle cezaevlerinde yatıyor.
Şimdi bu gizli tanıklar İBB davasında yeniden rol kapmayı başardılar!
Bunların daha önce poliste ve savcılıkta verdiği ifadeler de dava dosyasında yer alıyor ama gerçek isimleriyle değil...
İddianamede yüzlerce kez geçen lâfları var.

7