Piyango vuran yandaş gazeteciler
Sevgili okurlarım hep merak etmişimdir, örneğin ABD Başkanı, Almanya Başbakanı ya da demokratik ülkelerde görev yapan öteki üst düzey siyasetçilerin yurt dışı gezileri acaba nasıl oluyor!
Onlar da uçaklarına seçilmiş gazetecileri dolduruyor mu
O gazetecilerin harcamalarını da devlet mi karşılıyor!
Bunları niçin sorduğuma gelince, bu konuda Türkiye'de acayip işler oluyor.
Devletin uçaklarına bir takım gazeteciler ismen çağrılıyor.
Özellikle yurt dışı gezilerinin her birinde 15-20 adet refakatçi konumunda seçilmiş gazeteci.
Tayyipgillerin emrinde (bilindiği kadarıyla söylüyorum) tam 13 uçak var.
Bilindiği kadarıyla diyorum çünkü uçak sayısını bile bilmiyoruz.
Bu konuda CHP milletvekilleri Meclis'te önergeler verdiler.
Önergelere adam gibi yanıt verilmesi gerekir.
İşin teorisine bakıldığında, ilgili bakanlık tarafından bu sayı verilmek zorundadır.
Bu konu bizim Meclis'te gündeme geldi ve aynen şu yazılı yanıt verildi:
"Sayın cumhurbaşkanımızın emrinde yeteri kadar uçak vardır!"
Recep Tayyip yurt dışı gezilerine tek uçakla da gitmiyor.
En az iki veya üç uçak kullanıyor.
İlk uçağa kendisiyle birlikte bazı üst düzey personel ve yandaş gazeteciler alınıyor.
İkinci uçak da çok büyük.
Onun görevi zırhlı makam araçlarıyla birlikte koruma araçlarını taşımak... Zira Recep Tayyip gittiği hiçbir ülkenin güvenlik güçlerine güvenmiyor.
Orada kendisine suikast yapılacağını düşünüyor olsa gerek.
Kendisine bir Arap şeyhi tarafından (ve durup dururken) son model, modern, dev bir uçak hediye edildi.
Nedenini bilmiyoruz...
Ve Recep Tayyip, piyasa değeri 500 milyon dolara yaklaşan bu dev uçağı kabul edip envantere geçirdi.
Binenlerin anlattığına göre son derece modern bir uçak...
Salonları büyük, arka tarafta toplantı salonu ve oturma koltukları var.
Torpilli yandaş gazeteciler ve önemli konuklar orada ağırlanıyor.
İkramlar bol, hostesler güzel, kabin memurları seçmece.
İkramlarda bir tek kuş sütü eksik!
Alkol dışında ne ararsanız var.
Sözünü ettiğim özel uçağın ayrıca toplantı salonları var...
Recep Tayyip gazetecilerle sözüm ona toplantısını o salonda yapıyor, onlarla resimlerini aynı yerde çektiriyor, bir süre sonra yorulduğunda yatak odasına çekiliyor.
Ertesi gün yandaş medyada haberleri ve fotoğrafları çıkıyor...
"Sayın Cumhurbaşkanı falanca konuda gazetecilerin sorularına cevap verdi ve dedi ki..."
İşin gerçeklerini bilelim...
Medyaya servis edilen o uzun soru cevap metinlerinde o salonda yer alan konuşmalar falan yok.