SEVGİLİ okurlarım, bunlar sözüm ona olimpiyat hazırlığına aylar değil yıllar öncesinden başlamıştı...
Kulaklara fısıldanan bir cümle vardı:
"Paris olimpiyatlarında bugüne kadar aldığımız en görkemli sonuçları elde edeceğiz!"
İktidar medyası muazzam bir kampanya sürdürüyordu:
"Sporcularımız sayın cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda olimpiyatlara en iyi bir biçimde hazırlanmaktadır..."
Ekranlarda ve yazılı medyada görüntülerini izlemeye aylar öncesinden başlamıştık.
Spor salonlarının duvarları cumhurbaşkanıyla birlikte Spor Bakanı'nın büyük boy fotoğraflarıyla dolu idi.
Herhalde iyi niyetli sporcularımız bu fotoğraflardan güç ve ilham alıyor, kendilerini ona göre ayarlıyordu!
Sporcularımızı eğitmek ve müsabakalara hazırlamakla görevli olan federasyonlarımızı soracak olursak, birkaçı dışında her biri zaten AKP'nin potasında eritilmişti.
En somut örneği futbol...
Böyle bir ülkenin sporcularından hele de olimpiyatlarda başarı beklemek acaba mümkün olur mu
Nitekim olmadı.
Haftalar ve aylar boyunca kendi medyalarında hamaset edebiyatı yaptılar.
Paris'te en iyi sonuçları alacaktık.
Ve nasihat aldık.
Oysa elde çok iyi, çok yetenekli sporcularımız vardı.
Bu olimpiyatlarda onlara birkaç kişi daha eklendi.
Özellikle yüzmede 1.500 metre, atletizmde sırıkla atlama.
Ne yazık ki onlar beşinci sırada kaldı.
Madalyaları çok az farkla kaçırdık.
Kadınlı erkekli güreşçilerimiz başarılı olamadı.
Kadın boksörlerimiz ve güreşçilerimiz bekleneni veremedi. Oysa biz onlara umut bağlamıştık.
Bana sorsanız yine de en büyük başarıyı kadın voleybolcularımız elde etti.
Atatürk'ün kızları...
Bütün Türkiye onları dikkatle izliyordu.
Çoğumuz gurur duyarken bazı sapıklar "Bu ne rezalet, bunların dinle imanla ilgisi kalmamış. Bunlar ne biçim Müslüman" diye haykırmaktan utanmıyordu.
Yarı final oynamaya hak kazanan kızlarımız bize onur verdi.
Atatürk devrimlerinin ne anlama geldiğini bir kez daha Türk Milletine ve içimizdeki aymazlara öğretmiş oldular.
Şimdi hepimizin bildiği gibi 'Türkiye yüzyılı (!)' yaşamaktayız!
Nasıl bir Türkiye yüzyılı ise!
Karşımızda büyük bir aldatmaca, büyük bir yutturmaca daha var.
Eğer Paris'te birkaç altın madalya kazabilseydik başta Recep Bey olmak üzere Tayyipgiller iktidarının tamamı ayağa kalkıp nutuklar atacak, madalya kazanan sporcularımızı görkemli törenlerle ve Türkiye yüzyılı adına kutlayacaktı.