SEVGİLİ okurlarım sadece kendi adıma söylüyorum...

47 yıllık gazeteciyim ama Türkiye'de olup bitenleri ben anlamıyorum.

Aklım, mantığım ve 47 yıllık gazetecilik deneyimlerim bana seslenir gibi oluyor, "Ustam sen bu işlerin daha başındasın. Neler olduğunu anlaman için 10 fırın ekmek yemen gerekir" diye çağrıda bulunuyor.

Bu sesleri duydukça şaşırıyorum...

Apo 1999 yılında yakalanıp Türkiye'ye getirilmişti.

Yargılandı, müebbet hapis cezasına çarptırıldı...

Uzun yıllardan bu yana İmralı'da tek başına yatıyor.

Orada tam bir tecrit altında. En yakın akrabalarıyla görüşmesi bile asla söz konusu değil...

Türk toplumu onu artık unutmak üzere idi.

Biz tam bunları düşünürken ortaya yeni gelişmeler çıktı...

Devlet Bahçeli Meclis'te DEM Parti sıralarına gelip yumuşak mesajlar verdi, kendisinden hiç beklenmeyecek bir biçimde barış çubuğu yaktı.

Hiç kuşkum yok, bu barış çubuğu talimatı kendisine amiri durumunda olan Recep Tayyip tarafından verilmişti...

"Sen git onlara da bir nabız yoklaması yap... Bakalım ne diyecekler, sıcak bakacaklar mı!"

Devlet Bey kendisine verilen bu görevi yerine getirdi ve aynı gün amirine tekmil verdi:

"İyi karşıladılar sayın cumhurbaşkanım. Bu işin üzerine beraberce gidebiliriz."

Recep Tayyip'in kafasında sadece iki sorun var.

Bunlarla yatıyor, bunlarla kalkıyor.

Partisi falan onun için hiç önemli değil.

-Cumhurbaşkanlığına üçüncü kez nasıl aday olabilirim

-Bu ortamda Kürtler bana oy vermez. Onları nasıl kafakola alırım