Hangi Recep Tayyip!..

Sevgili okurlarım, bir siyasetçi için önemli olan hususlardan biri de dün söylediklerinin bugün arkasında durabilmektir.

Türkiye'de ne yazık ki genel bir uygulama vardır.

Geçmişte bir ülkenin gidişinden sorumlu olmayan siyasetçi konuştukça konuşur, eleştirdikçe eleştirir ve yapacaklarını sıralar...

Ama günün birinde iş başına geldiği takdirde dün söylediklerini unutur ve 180 derece çark eder!

Söyledikleri artık geride kalmıştır, kendisi bile unutmuştur!

Dünkü Sözcü'de herhalde okumuşsunuzdur.

Uğur Dündar 2002 yılında, hiçbir resmi unvanı olmayan Recep Tayyip'le bir televizyon programı yapmış.

Şimdi bizim gazetede dün manşetten verilen habere, başka bir deyişle Recep Tayyip'in o zamanki sözlerine bir kez daha bakalım.

Unutmayalım, bu söyleşi tam da 3 Kasım 2002 seçimleri öncesinde yapılmış.

Yani iktidar yolunun kendisine ve partisine açıldığı seçimlerin hemen öncesinde...

Memleketin gidişinden yakınan beyefendi, AKP'nin genel başkanı bakınız neler diyor!

"Seçimleri kazanıp iktidar olursak dar gelirli vatandaşların sorunlarını çözeceğiz. İş dünyası ile siyasetçilerin ilişkisine şeffaflık getireceğiz. Gençlerin istihdamını artıracağız..."

Burada özellikle çok önemli bir bölüm var:

"Yolsuzlukları önleyeceğiz!"

Kendisine yüzlerce, belki binlerce kez soruldu ama Türkiye'nin başındaki en büyük belalardan biri olan yolsuzluklar konusunda bugüne kadar tutarlı hiçbir şey yapmadı ya da yapamadı.

Aradan geçen 23 yıl boyunca AKP iktidarı bu pisliğin içinde boğulma aşamasına geldi ama çare yok!

Tam tersine şunu söylemek mümkün...

İktidar, gıdasının çoğunu yolsuzluklardan alıyor.

Beyefendi o söyleşide ayrıca şunları da söylüyor:

"Dolaştığım illerde ben vatandaşımın, köylümün, çiftçinin halini gördüm. Memur ağlıyor, üniversite bitirmiş gençler ağlıyor ve iş bulamıyor..."

Valla çok iyi görmüş yani!

Ve devam ediyor:

"Tüm bu gerçekler ülkenin önünde dururken öbür yanda üç beş kişinin saltanatı için biz buna göz yumamayız. Yasal düzenlemeler neyi gerektiriyorsa bunları da yaparak mal varlıklarına varacak şekilde üzerlerine gideriz."

Doğrusunu isterseniz bizim beyefendi çok güzel sözler söylüyor!

"Siyasetçi ile iş dünyası ilişkilerinde kesinlikle şeffaflıktan yanayız. Bütün ihaleler şeffaf hale getirilecek..."

Hele bu son cümlesi var ya, Recep Tayyip'in yıllardan beri süregelen aldatmaca-kandırmaca dünyasının en büyük kanıtlarından biri!

Türkiye'de bir ihale yasası vardı.

IMF'nin baskısıyla çıkarılan bu yasa dört dörtlük olmasa bile memleketin soyulmasına büyük ölçüde engel oluyordu.

Bunlar 23 yıl önce iktidar olunca kafayı bu yasaya taktılar, değiştirdikçe değiştirip kuşa döndürdüler.

Bu yasa bu iktidar tarafından 32 kez değiştirildi ve en büyük vurgunların, en büyük yolsuzlukların kapıları böylece açılmış oldu.