Çıldıran, manyaklaşan bir toplum

Sevgili okurlarım, içinde yaşadığımız bu toplum artık eski Türk toplumu değil. Eskiyle uzaktan yakından hiçbir ilgisi yok.

Kitaplarda okurduk, geçmiş yıllarda insanlar Beyoğlu'na, İstiklal Caddesi'ne gideceği zaman ayıp olmasın diye takım elbise giyip kravat takarmış.

Siz şimdi gelin de o günlere özlem duymayın...

Beyoğlu'na yolunuz düştüğünde karşınıza çıkan manzara hep aynı oluyor.

Ne idüğü, nereden çıktığı belirsiz binlerce kişiden ve çoğunluğu sığınmacılardan oluşan kuru bir kalabalık.

72 milletten insanlar var.

Dükkanlarda bize hiç hitap etmeyen Arapça tabelalar.

Sadece Beyoğlu değil, Türkiye'nin dört bir yanında aynı rezil manzara...

İnsanlar işsiz...

Bir belediye 140 zabıta memuru alacak, başvuru sayısı 8 bin'i geçiyor.

Bir okula altı temizlik elemanı alınacak.

Asgari ücret verilecek...

Ve 700 kişi iş için kuyruğa giriyor.

Memlekette işsiz sayısı milyonları geçmiş, herkes torpil arayışında.

Medyadan her gün izliyoruz...

İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin istisnasız her yerinde, sokaklarda kan gövdeyi götürüyor.

Elde sopalar, bıçaklar, demir levyelerle birlikte öldürücü yumruklar konuşuyor.

Yaralılar hastanelere taşınıyor.

Yine kan gövdeyi götürüyor. Ölen olmazsa çok şükür!

Zanlı yakalandığı takdirde resmi açıklama geliyor:

"Yakalanan şahıs hakkında hırsızlık, gasp, cinsel taciz gibi suçlardan çeşitli arama ve yakalama kararları olduğu anlaşılmıştır."

Peki ama kardeşim, hakkında bunca yakalama kararı olan şahıslar aramızda nasıl dolaşıyor

Bunlara kimler göz yumuyor, kimler ıskalıyor ya da acaba cezaevleri tıklım tıklım dolu olduğu için mi

Öbür yanda ise adına kadın cinayetleri denilen büyük rezillik...

Her gün kadınlar öldürülüyor.

Yoksa erkekler tam kadro cinnet geçirmeye mi başladı!

Hayır...

Ama Türkiye'deki ahlak çöküntüsü kadınlı erkekli herkesi uçuruma itti. Herkesin sinirleri bozuldu.

Yargıya güvenen yok.

Yargı artık iktidarın elinde bir oyuncak.

Açıyorsunuz televizyon kanallarını ve her gece aynı 'çekimleri' izlemek zorunda kalıyorsunuz. Dedim ya, kan gövdeyi götürüyor.

İzledikçe sinirleriniz bozuluyor.

Sokakta kavga, törende, maçlarda ve her alanda kavga.

Kavga deyince akla ille de yumrukların ve silahların konuşması gelmesin.

Siyasette her gün kavga.

Durup dururken birileri kürsülere çıkıp "İsrail'in gözü bizim topraklarımızda, bize her an saldırabilir" deyince, gelin de sinir sisteminiz bozulmasın!

Size açıkça söyleyeyim, toplumun ahlak anlayışı bozuldu. Sorun çevrenize ya da kendiniz düşünün, herkes geçmiş yıllardaki Türkiye'yi arıyor ve özlemle anıyor.

Geçmişte alışverişe çıktığımızda hiç değilse filemiz dolardı.