Bu meslekte 48 yıl...
Sevgili okurlarım, dün başkaları için değil ama benim için çok önemli bir gündü ve sizlerle paylaşmak istedim.
Gazeteciliğe 7 Şubat 1977 günü ilk adımımı atmıştım.
O günden bu yana tam 48 yıl geçmiş.
Zaman nasıl da su gibi akıp gitmiş, insan farkına bile varamıyor.
Bu uzun süre içerisinde gazetecilik dışında başka hiçbir iş yapmadım, başka yerlerde çalışmadım, para hırsıyla oradan oraya savrulmadım.
Başlangıç o zamanın en saygın gazetelerinden biri olan Milliyet. Başında o yılların ünlü ve önde gelen gazetecilerinden biri olan ve 1979 yılında öldürülen Abdi İpekçi var. Beni işe o almıştı.
Sonra Hürriyet...
Meslek yaşantımın ilk ve son transferi. Hürriyet o yıllarda Türk basınının gerçek amiral gemisi...
Ve gazetenin sahibi, beni transfer eden rahmetli Erol Simavi.
Yıllar sonra AKP isimli bir parti iktidar oldu, basına da baskılar akıl almaz bir biçimde arttı.
Baskılara daha fazla dayanamayan yeni patron Aydın Doğan beni kovmak zorunda kaldı. Hürriyet'te tam 22 yıl köşe yazarı olarak çalışmıştım!
Son gazetem SÖZCÜ...
Patronumuz Burak Akbay.
Baskısız, sansürsüz ve kavga dövüşsüz bir ortamda çalıştığım SÖZCÜ'de 16 yılım doldu.
Toplam 48 yıldan sonra kendi kendime "Ha gayret, daha nice yıllara inşallah" diyorum ama bunun biraz zor olacağını bilmiyor değilim!..
Sevgili okurlarım, geride bıraktığım bu uzun süre içerisinde üzerime hiçbir leke yapışmadı. Hakkımda nice basın davaları açıldı ama hepsini kazasız belasız, lekelenmeden atlattım.
Ancak yaptığım önemli işlerden biri var ki ona da kısaca değinmek gerekiyor.
Ankara'da Başkent Üniversitesi kütüphanesine yıllar içerisinde binlerce kitap bağışladım. Ancak bu bağışların bir özelliği var.
Onu da size Rektör Prof. Dr. Hakan Özkardeş'in 8 Ocak 2025 tarihli resmi yazısından aktarayım:
"Yazarlarından imzalı olarak bağışladığınız kitap sayısı 6 Ocak günü göndermiş olduğunuz 75 adet kitapla birlikte 6 bin 593'e ulaşmıştır. Üniversitemiz kütüphanesine yaptığınız çok değerli katkılardan dolayı en içten teşekkürlerimizi sunarım..."