Bir fotoğraf karesinden yola çıkınca...

Sevgili okurlarım, bizim gazetede ve internet sitesinde dün çok ilginç bir fotoğraf yer almıştı...

Ahlat'taki AKP törenlerinde ilginç buluşmaların gerçekleştiği anlaşılıyor. Hem de bu buluşmalar kameraların karşısında olmuş.

Şimdi bir düşünün...

Malazgirt Savaşının 953. yılı kutlanıyor ama nerede

Savaş alanına yakın olduğu için Ahlat'ta...

Bitlis'in Van gölü kıyısındaki şirin ilçesinde.

İstanbul, Ankara ve Marmaris'tekiler yetmemiş olacak ki AKP iktidarı Ahlat'ta da kendisi için yeni bir saray yaptırdı.

Zaferimiz hem sarayda hem de bu amaçla yaptırılan eski çadırlar taklidi bir yerde kutlandı.

Kambersiz düğün olmaz!

Devlet Bey ve ekibi de kutlamalarda boy gösterdi.

Recep Bey tarafından düzenlenen mitingde pankartlar açıldı:

"İstikamet Kızıl Elma..."

Nedir kızıl elma..

Osmanlı'daki bazı maceracıların özellikle Enver Paşa döneminde diline doladığı bir hülya!

Birinci Dünya Savaşında Rus ordusunun karşısında Doğu cephesinde ezilen Osmanlı günün birinde dirilip Müslümanların yoğun olduğu Orta Asya'yı ele geçirecek ve o büyük coğrafya İslam egemenliğine geçecekti!

Şimdi Ahlat mitinginde dile getirilen Kızıl Elma yutturmacası işte budur!

Evet, yine fotoğraflara ve ekranlarda yer bulan çekimlere dönelim...

İşte size bazıları:

AKP militanı Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bizim Recep Bey'in özel davetlisi olarak yine ortalıkta dolanıp nutuk atıyor, dualar okuyor.

Ama bu siyasi toplantıda bir de komutanlarımız var.

Bizim gazetede çıkan fotoğrafa bakıyorum kimler yok ki!

Recep Bey, Devlet Bey, Genelkurmay eski başkanı olan şimdiki Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, iktidar destekçisi küçük bir partinin başkanı Bay Mustafa Destici ve adı nice olaylara karışmış olan Hizbullah isimli terör örgütüyle yakın ilişkileri olan Hüda Par başkanı Bay Zekeriya Yapıcıoğlu.

Bunları anladık...

Bunlar şimdilik Türkiye'yi yöneten siyasi kadro.

İyi de aynı karede iki komutan var.

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cemal Kadıoğlu.

Bunların o karede ne işi var

Ahlat'taki siyasi kutlamalarla bu iki komutanın ne ilgisi olabilir

Geçmiş yıllarda biz ordumuza güvenirdik...

Sadece insan gücü, silah, araç gereç falan adına değil, manevi açıdan da moralimizi yüksek tutar ve derdik ki "Bizim ordumuz işte orada. Taş gibi sağlamdır ve sonsuza kadar öyle kalacaktır. İyi ki güvendiğimiz Türk ordusu var."

Sonraki yıllarda (ne yazık ki) bu güvenimizi yitirmeye başladık.