Bekle bizi Suriye geliyoruz!

Sevgili okurlarım, Türkiye yine çok ilginç bir süreçten geçmek üzere... Daha doğrususüreç başladı bile!

Çok yakında başımıza yeni bir bela açılmak üzere.

Suriye belası!

Bizimkiler bu belaya bodoslama daldı.

Suriye her açıdan batık bir ülke.

Devlet çökmüş durumda.

Kimin eli kimin cebinde belli değil. Kamu görevlilerinin maaşları bile ödenmiyor.

Ne zaman ödeneceğini bilen de yok.

Ordusu da çöktü.
Esad döneminin ordusu meğer kağıttan bir kaplanmış.

Ülke nüfusunun yarıdan fazlası başta Türkiye olmak üzere başka ülkelerde yaşıyor, bunların kayıtları bile Suriye devletinde yok!

Suriye ile sınırlarımızın uzunluğu tam 911 kilometre. Çok uzun bir mesafe...

Sınırımıza yakın bölgelerde çeşitli terör örgütleri yuvalanmış. Onlardan en önde gelenleri olarak (adı farklı olan) PKK'yı görüyoruz.

İkinci büyük örgütlenmeyi gerçekleştiren ise HTŞ (Heyet Tahrir Şam) isimli şeriatçı örgüt. Şimdi Suriye'de egemenlik onların elinde.

Gerçek anlamda bakıldığında HTŞ, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin baş düşmanlarından biri...

Ve bu örgütünbaşında adını arada bir değiştiren Cobani isimli bir lideri var. Tahta, şimdilik bizim de yardımımızla o kurulmuş durumda.

'Şimdilik' diyorum çünkü Ortadoğu pisliğinde, Ortadoğu bataklığında o tahtın gelecekte kime kısmet olacağını zaman gösterir.

Adam şimdi Türkiye'den aldığı destek ve güçle gayri resmi Suriye Devlet Başkanı rolünü oynuyor.

Aynı adam "Bizde para mafiş, yardımınızı ve her konuda desteğinizi bekliyoruz" derken haklı.

Ancak bu arkadaşın benim gördüğüm kadarıyla önemli bir özelliği var...

Kaygan zeminde iyi top koşturuyor.

Arkadaş önce adını değiştirdi, Cobani'yi bırakıp Arapça bir isim aldı.

Ama doğrusunu isterseniz daha da önemli bir değişiklik gerçekleştirdi.

Onu ekranlardan tanımıştık ama neci olduğunu elbette bilemezdik.

Sarıklı cübbeli, sakallı biriydi.

Devletin başına geçtikten bir süre sonra değişikliğe uğradı!

Önce takkesini cübbesini çıkardı, sakalını kısalttı.

Önceki akşam Hakan Fidan'ı 'devlet yetkilisi' kimliği ile ağırlarken bu kez onu çok farklı bir biçimde gördük!

Takım elbise giymiş, üstelik kravat bile takmıştı!

Doğrusu pek de yakışmıştı!

Bu arkadaşın kaygan zeminde iyi top koşturma becerisinden söz etmiştim ve doğrudur...

Bizim MİT Başkanı İbrahim Kalın birkaç gün önce Emevi camisinde namaz kılmaya gittiğinde Cobani onun aracında direksiyon başında oturmuş, şoförlüğünü yapıyordu!