Bekir Coşkunsuz dört yıl...

Sevgili okurlarım, insan kardeş ve sırdaş bildiği bir dostunu yitirdiğinde acısı kolay kolay unutulmaz...

Çünkü o dostluklarla birlikte sırdaşlık da yılların birikimidir.

Bekir'le biz böyle idik.

1978 yılında TRT'deki bir açık oturum programında tanışmıştık.

Aradan uzun yıllar geçti ve o sıcak ilişkimiz bundan dört yıl öncesindeBekiraramızdan ayrılana kadar sürdü gitti.

Kaderin cilvesine bakın ki gerek Hürriyet'te ve gerekse Sözcü'de yan yana odalarda uzun yıllar oturmuş ve duvar komşusu olmuştuk.

Birbirimizi görmenin ötesinde bazı haberleşmeleri duvara vurarak yapardık!

Evde geçen saatlerimiz dışında her yaptığımızdan ve ağzımızdan çıkan her sözden haberimiz olurdu.

Gülerdik, eğlenirdik, memleketi bol bol kurtarırdık ama daha da önemlisi dertleşirdik.

Ellerimizde sigaralar, Urfalı Bekir'in önünde çay bardakları, ya Bekir benim odamda ya ben onun odasında!

Hastalığı dönemindeBekir'in sigara içmesine doktorlar tarafından yasak getirilmişti.

Bekiriçmeyi biraz azaltmıştı ama sıfırlaması mümkün olmuyordu. Gizlice içerdi!

İlk akciğer ameliyatı henüz sürerken Türkiye'nin ünlü bir hekimi ameliyathaneden aramıştı:

"Emin Bey benim bu yaptığım meslek ilkelerine aykırıdır ama siz onun yakın dostu olarak bilin istedim. Bekir Bey'e bugün sadece aç kapa yapılabildi..."