Sevgili okurlarım, kaç zamandır bekliyor ve diyorduk ki "İmralı'da yatmakta olan şahıs 'müjdemizi' er geç verecek ve bizi huzura kavuşturacak!.."
Biz bunu Apo'dan beklerken karşımıza başka biri çıktı.
Recep Tayyip Erdoğan!..
Ve hepimizi milletçe mutlu eden 'müjdeyi' ilk olarak ondan aldık!
"Sağlam adımlarla ilerliyoruz. Müjdeleri her an alabilirsiniz ve alacaksınız!"
Ne olacaktı, örgüt kendini nerede ve nasıl feshedecek, silahları nasıl bırakacaktı. Hiçbir şey bilinmiyordu ama Recep Tayyip'in sözleriyle içimiz biraz olsun ferahlamış oldu!
Allah aşkına söyleyin, koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı olan biri böyle konuşabilir mi, bu lafları edebilir mi..
Çünkü biz o 'büyük müjdeyi' dün kendisinden değil, örgütten aldık.
Efendim örgüt kongresini toplamış ve kendini feshetmiş!..
Örgütün kongresi nerede toplanmış da böyle bir karar almış... Türkiye'de mi, Irak ya da Suriye'de mi, yoksa Avrupa'da falan mı...
Fesih toplantısına kaç kişi katılmış, kimmiş onlar
Hiçbir yanıt yok ve işin en acı tarafı, Tayyipgiller iktidarı bizi yine kandırmaya çalışıyor.
Terörsüz Türkiye milyonlarca insanımızın özlemidir. Aklı başında olan hiç kimse buna itiraz edemez.
Ama iktidarla birlikte yandaş medyanın gazına gelip böyle masallarla millete bir şeyler yutturmaya kalkışmak koskoca bir ayıptır.
En önde gelen iktidar yandaşlarından, Hürriyet gazetesi yazarlarından birinin dünkü yazısı doğrusunu isterseniz pek muhteşemdi!
"Burada en büyük pay, sürece yaptığı liderlikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ait. İnanın ki Erdoğan'ın iradesi ve güçlü liderliği olmadan bu başarılamazdı. Erdoğan'dan başka bir lider de başaramazdı."
Nedir 'başarılmış' olan!
Müjde gelecekmiş...
Bu ne idüğü belirsiz sözüm ona müjde dün örgütten geldi.
Örgüt nerede, fesih kararını kimler imzaladı, kendilerini niçin gizliyorlar, hiçbir şey belli değil.
Bu işin daha da vahim olan bir yanı var.
İddialara göre örgüt bu kararı almadan önce bir yerlerde toplanmış ve o toplantıya Apo da İmralı'dan telefonla katılıp talimatlarını iletmiş.
Bu iddia umarım doğru değildir.
Aksi takdirde devlet kendi kurallarını açıkça çiğnemiş olur.
Bu süreci Devlet Bahçeli başlatmıştı...
Apo'ya çağrıda bulunmuş ve hatta "Gelsin buraya, Meclis kürsüsünde konuşma yapsın" demişti.
Dikkat ediniz, süreci başlatan, haftalar ve aylar boyunca yöneten kendisiydi...