Apo'nun dayanılmaz ağırlığı
Sevgili okurlarım, bizim güzel bir atasözümüz vardır...
Ne oldum deme, ne olacağım de!
Bu söz sanki Apo için söylenmiş gibi.
İmralı'da bugüne kadar Türkiye'de hiçbir hükümlüye kısmet olmamış olumlu koşullarda ağırlanıyor.
Ağırlanıyor demem boşuna değil.
Geçenlerde DEM heyetine "Burada 12 metrekarelik bir odada yatırılıyorum" diye yakınmıştı.
Bu iş elbette zordur.
1999 yılında yakalanıp İmralı'ya getirilmişti.
Bunca yılı cezaevinde geçirmek elbette zor iştir.
Ağırlanma konusuna gelince, devletimiz kendisine bu süre içerisinde eşi benzeri görülmemiş kıyaklar yaptı...
Apo'nun saflarında örgüt üyeliği yapan ve yakalanıp ceza alan bazı PKK hükümlülerini, canı sıkılmasın diye İmralı Cezaevine getirdi. Cezaevinde belli saatlerde onlarla ahbaplık ediyor.
Yemekleri çok seçmece.
Neler istediğini, neler yediğini bilmiyorum ama tercih hakkını sonuna kadar kullandığı söyleniyor.
Emrinde devletin doktorları var.
Sağlığı bozulmasın, özellikle yurt dışına, başka bir deyişle yabancı ülkelere mahcup olmayalım diye bazı uzman doktorlar İmralı'da sırf onun için görev yapıyor.
Günün birinde belki kendisinin de hiç ummadığı bir sürpriz gerçekleşti!
Terörün ve ırkçı bölücülüğün bir numaralı karşıtı olan Devlet Bahçeli'nin ilginç bir çağrısı gündeme düştü.
Apo'nun Meclis'e gelip gerekirse DEM'in grup toplantısında bir konuşma yapmasını istiyordu.
Ancak bir isteği daha vardı, örgütün silahlarını yok etmesi.
Yasalarımız açısından bakıldığında böyle bir tahliye durumu elbette söz konusu olamazdı.
Cezaevinde müebbet hapis cezasını çekmekte olan bir şahıs hem de Meclis'e gelip boy gösterecekti!
Tuhaf bir süreç artık başlatılmıştı.
Kısa bir süre sonra yeni gelişmeler oldu...
Bir DEM heyeti İmralı'ya gidip kendisiyle görüştü. Yakında ikinci heyetin gitmesi bekleniyor.
Bu görüşmeler doğal olarak oradaki devlet görevlileri tarafından kayda alınıyor.
Dolayısıyla ne konuştuklarını biz bilmiyoruz ama devlet noktasına virgülüne kadar biliyor...
Apo acaba ne istiyor
"Bunca yıldır burada yatıyorum. Beni artık bıraksınlar, gerekirse Devlet Bey'in istemi doğrultusunda Meclis'e gidip konuşma da yaparım!"
Karşımızda çok tuhaf, garip ve şaşırtıcı bir tablo var:
Nedir o tablo
Bir yanda kendisini Meclis'te konuşma yapmaya çağıran bir iktidar ortağı!
Çağıran kim olursa olsun bu istemin gerçekleşmesi için yasaların değiştirilmesi gerekir.
Böyle 'özel' bir girişim şu anda cezaevlerinde yatmakta olan on binlerce mahkûmu ve onların yüz binlerce yakınını yerinden zıplatır.
Böyle bir riski değil Devlet Bahçeli, hiçbir Meclis, hiçbir iktidar alamaz.