Altın kaçakçılığında üç milletvekili
Sevgili okurlarım, memleketin bunların elinde ne hallere düştüğünü ya da düşürüldüğünü hep birlikte izliyoruz.
Yargı ellerinde.
Yargıya istedikleri gibi yön veriyorlar, istedikleri kararları aldırıyorlar.
Ama yolsuzluk yapanlar, devleti ve milleti soyanlar hariç!
Yüz kızartıcı olaylara tanık oluyoruz.
Kendileri sütre gerisine çekilmiş, kendileriyle ilgili olarak istedikleri her kararı anında aldırma başarısını gösteriyorlar!
Sonra gelsin keskin açıklamalar ve inandırıcı olmaktan uzak sözler...
"Yargımız bağımsızdır, tarafsızdır! Yargının verdiği kararlara hepimiz saygı göstermek zorundayız..."
Bu durum özellikle siyasetçiler, gazeteciler hakkında verilen kararlarda karşımıza çıkıyor...
Yoksa örneğin aile mahkemelerinin ya da asliye hukuk mahkemelerinin verdiği kararlar o gündemde söz konusu değil.
Türk Milletinin büyük çoğunluğu yargıya olan güvenini yitirdi.
Davalı ya da davacı olan herkes duruşma tarihi belli olduktan sonra birbirinden medet umuyor, soruyor:
"Bizim hakim nasıl biri"
Sorunun anlamı belli!
Geçtiğimiz kasım ayında Türkiye'de çok ilginç bir olay yaşanmıştı...
Üç MHP'li milletvekili İstanbul havalimanında altın kaçakçılığı yaptıkları gerekçesiyle partilerinden ihraç edilmişti.
Üç milletvekili şunlardı:
-Isparta milletvekili Hasan Basri Sönmez.
-Bolu milletvekili İsmail Akgül.
-Kilis milletvekili Mustafa Demir.
Bunların büyük bir altın kaçakçılığı olayına karıştığını bire bir açıklayan kişi ise MHP Genel Başkan Yardmcısı Feti Yıldız idi.
İhraç talimatını Devlet Bahçeli vermiş ve parti bu kararı derhal uygulamıştı.
Demek ki ellerinde üç milletvekilini suçlamaya yeterli bilgi ve belgeler vardı.
O günlerde yer yerinden oynadı, siyaset dünyası
sarsıldı...
Zira böyle bir olay Türkiye'de ilk kez gerçekleşiyordu...
Çok yönlü bir olay...
AKP iktidarının stepnesi, yedek lastiği olan bir parti ve onun bir değil, iki değil, üç milletvekilinin karıştığı bir olay.
Dubai'den Türkiye'ye çantalarla, bavullarla kaçak olarak sokulan onlarca kilo pırıl pırıl altın!
Herkes birbirine aynı şeyi söylüyordu...
"Helal olsun bu işin üzerine giden Devlet Bahçeli'ye... Bu üç milletvekilini partisinden kovdurmakla büyük iş yaptı!.."
Şimdi sıra yargıya gelmişti!..
Savcılar da işin gereğini derhal yapacak ve soruşturma başlatacaktı!
Bu amaçla üç milletvekili hakkında fezleke hazırlanıp Meclis'e sunulacak ve bu üç şahsın dokunulmazlığı çok büyük olasılıkla kaldırılacaktı.