Al sana 'Türkiye yüzyılı'...

Sevgili okurlarım şimdi size kısaca bir Türkiye tablosu çizmeye çalışayım. Başımızdaki iktidar bir yanda feryat edip yeni Türkiye çığlıkları atarken bakalım gerçekte neler oluyor.

Kasım ayının enflasyon rakamları dün TÜİK tarafından açıklandı. Herkes yine çok olumlu rakamlar bekliyordu ve nitekim öyle oldu. Adına TÜİK denilen kuruluş memlekette pembe tablolar çizme işinin gerçek ustası. Örneğin enflasyonu bu ay da düşük göster denildiğinde bu talimatın tersini yapamaz, gerçek rakamları saklamak ve gizlemek zorunda kalır.

Dün de öyle oldu... ünkü önümüzdeki günlerde yıllık enflasyon, memur ve emekli maaşlarına, asgari ücrete yapılacak zamlar resmen açıklanacak. Enflasyon rakamının bu nedenle mümkün olduğunca düşük gösterilmesi gerekiyor.

Bunu bu yıl da başardılar sayılır!

TÜİK pembe tablolar çiziyor, bu işin çilesini ise gerçek fiyat artışlarının altında ezilen milyonlarca insanımız çekiyor.

İtirazlar ve tepkiler yükselince de hükümet kesiminden ses yükseliyor:

"Ne yapalım yani, rakamları koskoca devlet kuruluşu TÜİK açıklıyor. TÜİK'e inanmayıp da kime inanalım!"

Hadise bu kadar basit yani!

★★★

"Türkiye yüzyılı" palavrası olanca hızıyla sürüp giderken birkaç konuya daha kısaca değineyim.

Biliyorsunuz, 'terörsüz Türkiye' ismini verdikleri bir süreç yaşamaktayız. Bu amaçla Meclis'te komisyon bile kurdular. Bu komisyonun AKP, MHP ve DEM Partili üyeleri birkaç gün önce taa İmralı'ya, Apo'nun ayağına gidip huzuruna kabul edildiler.

Peki orada ne konuştular Komisyon ne dedi, Apo onlara neler söyledi

O teröristin ayağına giden komisyon üyelerinden düne kadar hiç ses çıkmadı.

Ne oldu ne bitti, pazarlıklarda hangi konular nasıl gündeme geldi, bilen yok.

Pazarlıklar kapalı kapıların ardında yürütülüyor.

Sadece bu konu bile Türkiye Cumhuriyeti adına utanç vericidir.

Devlet teröristin ayağına gider mi

Bu komisyon bugün saat 14'te yeniden toplanacak. Toplantı yine gizli olacak ve alınacak kararlar yine bizlerden saklanacak.

Bu kadar mı küçüldük biz

★★★

"Türkiye yüzyılı" masalından bir örnek daha...

Şırnak'ta birkaç gün önce düzenlenen bir toplantıya o meşhur Barzani de Irak'tan gelip katıldı. Hiçbir devlet görevi olmayan bu herif toplantıya yanındaki özel korumalarıyla geldi.

Bordo bereli, komando giysili bir takım adamlar...

Ve ellerinde uzun namlulu silahlar.

Toplantıyı Şırnak Valisi ve yöredeki bütün kamu görevlileri izliyor. Peki ama adına Barzani denilen bu adamın yanında uzun namlulu silahlar taşıyan korumalar sınırdan nasıl geçti

Yabancı ülkelere giden üst düzey devlet görevlilerinin yanında özel korumaları olabilir. Ancak bunların sadece tabanca taşıma yetkisi, o da gidilen ülkeden izin almak koşuluyla vardır. Uzun namlulu silahlar için ise, o ülkenin hükümetinden özel izin istenir.

Verilmiş böyle bir izin olmadığına göre bu herifler sınırdan nasıl geçti Bunları kim görmezden geldi ya da izin verdi

İşlerine gelince övünürler "Savunma alanında dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olduk" diye... Öbür yanda ise uzun namlulu silahlarıyla birlikte sınırdan buyur edilen komando kılıklı, yabancı uyruklu herifleri ağırlamaktan kaçınmazlar!