-Ruzname; Kelime Günlüğü'nden- Bir de "genel kültür" var tabii... Kültür, temelde sosyal bir mesele ve sosyolojinin konusu. Kültür kelimesinin Fransızcadan dilimize geçtiği, dolayısıyla ithal bir kelime ve kavram olduğu üzerinde durmuştuk. Kültürün birçok alt birimi mevcut. Konusuna göre "siyasal kültür", "popüler kültür", "maddi kültür" gibi... B
-Ruzname; Kelime Günlüğü'nden- Hatırlarsınız; Trump Amerika'ya başkan seçildiğinde dünya gündemine ilk düşen vukuatlarından biri Meksika sınır hattından yükselen "Meksika Duvarı"ydı. Dünyanın en fazla göç alan ülkelerinden olan Amerika'yla Latin ülkeler arasında yükselecek bu duvar önce insani yönüyle tartışıldı. Ancak Amerikan halkını ilgilendire
-Ruzname; Kelime Günlüğü'nden- Eskiler, şimdilerde kültürün karşıladığı hiçbir şeye kültür demezdi. Zira "kültür", Fransızca "culture" kelimesinden Tanzimat'la dilimize geçmiş bir kelime. Fransızca da Latinceden almış (cultura). Latince mânâsına göre "ekip biçmek, toprak işlemek" anlamına gelen "cult" kelimesinden türetilmiş (Etimoloji Sözlüğü). B
-Ruzname; Kelime Günlüğü'nden- Günümüzde her gün etkisini daha da artıran popüler kültür salgının hedefinde parçalanmışlar ve ayrışmışlar var. Böyle olduğunda köklerle bağ zayıflıyor ve yok oluyor, dolayısıyla kabı boşalan insan, kadim değerlere aykırılık gösteren herhangi bir "yeni"ye uygun hâle geliyor, yadırgamıyor hatta "yeni"yi hiç sınamıyor,
Cemil Meriç'in kültür kavramına yönelik geliştirdiği olumsuz yaklaşım, tanımlamazlığı ve hiç bitmeyen anlam yükleme kaygısı sebebiyle anlaşılabilir bir durumdur. Buradan bakınca kültür hiç şüphesiz "bukelamun"dur. Bugün iletişim kelimesinin bile dijitalleşme ve internetle inisiyatifi elimizden almış olmasından ötürü sadece olumlu karşılık bulmadığı
-Ruzname; Kelime Günlüğü'nden- "Kültür, batının düşünce sefaletini belgeleyen kelimelerden biri: kaypak, karanlık, samimiyetsiz. Tarımdan idmana, balıkçılıktan medeniyete kadar akla gelen ve gelmeyen düzinelerce mânâ. Kelime değil, bukalemun" demiştir Cemil Meriç. Bu yaklaşım biranda bulunduğumuz zemini kaydırmaya yetiyor. Genel başlığı kültür ola
-Ruzname; Kelime Günlüğü'nden- Hepsinde öte evvel zamanda dile gelen nasiptendi, kaderin tecellisiydi; dile gelmeyenden sual olunmazdı. Gerisi beyhudeydi. Sonra bu özenli hâller, rikkatli kâller bir bir çekildi hayatımızdan. Ve sonra erdik "post"u "past"a (geçmişe) karışmış zamanlara... Yeniler tedirgin ediyordu. Özeni azaltıyor, lüzumu yok sayıp
-Ruzname; Kelime Günlüğü'nden- Evvel zamanda bir meselenin çözümü ailenin büyüklerine sorulurdu. Daha büyük meselelerde yerinyörenin akillerine başvurulurdu. Çok büyük meselelerde akiller, aksakallılar, aile büyükleri, ulema gibi hem hem ilmî hem de irfani mayadan pay almışlarca bir heyet kurulur, istişare ede ede yol bulunurdu. Evvel zamanda habe
-Ruzname; Kelime Günlüğü'nden- İşimiz söz ile... ondan sebep söz ister yazılsın, ister seslendirilsin, ister görüntülensin; "paylaşılmış" sözlerin dikkatimizi cezbetmesi elde olan bir şey değil artık. Sözün peşine düşmek kendiliğinden bir durum. Onun için önce kelimeler, hangi manaya karşı kullanıldıkları ve gidişatları dikkatimizi çekiyor. Kendili
Presleyip havasını boşalttıklarını, üst üste istifleyip muhafaza eder kalp. Aklın avarelik ettiği zamanlarda dört bir yana savurduğu tecrübeleri toplayıp her birine ayrı hücre seçer ve unutmaz. Hatta aç bırakmaz onları; besler, havalandırır, izler, ders alır, anlamaya çalışır. Aklın seçtiklerini, analiz eder, uygular, atıklarını toplar, sonuçlarına
© 2016