Evet 17 Bakan KPSS ile atanmadı ama

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın yerel seçimlere bakışıyla ilgili olarak benim şöyle bir tezim vardı: Erdoğan bu seçimlerde 80 ili kaybetse ama İstanbul'u kazansa mutlu olacak, bütün Türkiye'yi kazansa ama bir tek İstanbul'u kaybetse, sandıktan hezimetle çıkmış gibi hissedecek

Nitekim Erdoğan gerek Anadolu'daki seçim mitinglerinde yaptığı konuşmalarla gerekse bütün bakanlarını Murat Kurum için görevlendirerek benim bu tezimi doğruladı.

Erdoğan İstanbul'u kazanmayı o kadar istiyor ki, 17 bakanın dışında seçimin arifesinde devreye bir de damadı Selçuk Bayraktar'ı soktu.

Selçuk Bayraktar, Baykar'da gençlerin katıldığı bir iftar programında Murat Kurum'u ağırlayarak gençlere Kurum'u öve öve bitiremedi. Damat Bayraktar gençlere Kurum'un nasıl bir proje insanı olduğunu, 6 Şubat depreminde nasıl canını dişine takarak fedakarca çalıştığını, Kurum ile kendisinin mühendis olarak zihin dünyalarının benzer olduğunu anlattı, oy istedi.

Bayraktar'a göre Baykar nasıl Kızılelma'yı yapıyorsa Kurum'da kendi alanında Kızılelma'yı yapıyor!

Erdoğan İstanbul'u kazanmak için nesi var nesi yoksa yatırdı. Kendi Anadolu'da mitinglerdeydi ama aklı fikri hep İstanbul'daydı. Hangi şehre gittiyse oradan İstanbul'a oy istedi.

Karabük'e gitti "Karabüklü kardeşlerim Ankara ve İstanbul'daki hemşerilerini arayacak, hep beraber İstanbul'da Murat Kurum diyecekler, işi sağlam kazığa bağlayalım. Tamam mı" dedi.

Van'a gitti "İstanbul'daki Vanlıları arıyorsunuz değil mi" diye sordu, Murat Kurum'a oy istedi.

Erzurum'a gitti ""İstanbul'da Erzurumlu malum çok. İstanbul'daki Erzurumlu kardeşlerimizi arayacaksınız değil mi Onları aman ha 31 Mart'a giderken sakın bir yanlışlık olmasın diyerek uyaracaksınız değil mi" dedi.

Konya'ya gitti "İstanbul'da ne kadar akrabanız varsa hepsini seferber edeceksiniz" dedi.

Kayseri'ye gitti "İstanbul'da yaşayan hemşerilerinizi arayın AK Partinin İstanbul adayı Murat Kurum'a oy isteyin" dedi.

Tokat'a gitti, Çorum'a gitti 'İstanbul'daki akrabalarınızı arayın Murat Kurum'a oy isteyin' dedi.

22 yıllık iktidarındaki girdiği yerel seçimlerde Erdoğan'ın ilk kez böyle davrandığının, İstanbul için ülkenin dört bir yanını seferber etmeye çalıştığının altını çizmekte fayda var.

Ama anormal değil elbette. İstanbul'u İsteyebilir, partisinin bütün imkanlarını İstanbul'u kazanmak için kullanabilir. Ülkenin dört bir yanındaki seçmenlerinden destek de isteyebilir. Kendisi, çocukları, bütün akrabaları, teşkilatları, partilileri, milletvekilleri İstanbul'un kazanılması için sahaya inebilir, Murat Kurum'un propagandasını yapabilir. Kimsenin tek kelime etme hakkı da olmaz.

Sonuçta kime ne

Ama 17 bakanın sahaya sürülmesi, bu parlamenter sistemde bile olsa ahlaki değil, etik değil, doğru değil.

Hele CB sisteminde hiç değil.

Doğru olmadığını, hakka hukuka uygun olmadığını bildikleri halde ağız dolusu, bağıra bağıra ayıplı hallerinin gayet normal, gayet doğru olduğunu savunuyorlar

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik diyor ki: "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemindeyiz. Partili Cumhurbaşkanlığı sistemindeyiz. Bu sistemde, bakan arkadaşlarımızın sahada olmasından daha doğal ne var" (28 Mart)

İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan diyor ki:

"Bu bakanlar KPSS ile mi atandı. Bu bakanları AK Parti Genel Başkanı, halkın seçtiği Cumhurbaşkanı Erdoğan atamadı mı." (27 Mart)

Bülent Turan doğru söylüyor Evet Cevdet Yılmaz, Yılmaz Tunç, Vedat Işıkhan, Hakan Fidan, Mehmet Şimşek, Ali Yerlikaya, Ömer Bolat KPSS ile atanmadılar görevlerine. Doğru Devlet Memurları Kanuna tabi de değiller.

Yasaya, mevzuata uygun olması yapılan işin ahlaki olduğunu gösterir mi peki

Bir siyasi iktidar partisine dilediği gibi davranma, hareket etme konusunda sınırsız yetki veren hükümler anayasaya yazıldığı zaman bütün mesele bitiyor mu Anayasada hüküm olabilir ama hukuk devletine aykırı bir hükümdür.