'Tanrı'nın, azgın bir topluma vereceği en büyük ceza'

Ülkemizin saygın hukukçularından, Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Sami Selçuk "HSK'nın sürgün ettiği hakim sayısı iki değil..." başlıklı yazım üzerine dün telefonla aradı. Yargıdaki sorunlar, yargı bağımsızlığının önemi ve gerekliliği üzerine uzun uzun sohbet ettik.Sayın Selçuk yazımdaki "Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidarı yargının bağımsız olmasını istemiyor" cümlesine atıfla "Yargının bağımsızlığını istemeyen sadece siyasetçiler mi Yargının bağımsızlığını siyasetçiler istemiyor ama hukukçular da istemiyor" dedi. Düşündüm de Sayın Selçuk tespitinde haklı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da iktidarı da yargının bağımsız olmasını istemiyor. Sadece bugünün sorunu değil, dünün de sorunuydu. Siyasal iktidarlar yargının bağımsız olanını değil bilakis tamamen kendilerine bağlı olanını istiyorlar. Peki ama ülkemizde hakim ve savcılarımız arasında yargının bağımsız ve tarafsız olmasını isteyenlerin oranı nedirAsıl sorun bu Onurlu, dürüst, hukuku her şeyin üstünde tutan, tarihe adını altın harflerle yazdıran yargıçlarımız elbette var ama siyasete hizmet sunarak yüksek mevkilere gelen, sunduğu hizmet karşılığında hakkı olmadan terfi eden hakim ve savcılar da var ve bunlar yargıya güveni vahim surette aşağıya çekiyor.Evet, yargıya güveni zedeleyen işte hakim ve savcılar arasındaki bu kötü örneklerin dikkat çekici boyutlarda olmasıdır.Dünden bugüne, güçlü iktidarların yargıyı etkilemesi, yargıya müdahale etmesi, yargıya elini uzatması diye bir sorunumuz var.Peki, ama iktidarın uzattığı eli tutan, yargıya yaptığı müdahaleden hoşnut olan, müdahaleye açık olduğunu ortaya koyan hakim ve savcılar sorumuz yok mu MeselaCumhurbaşkanı Erdoğan ve "yakın adamları" İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan'ı Yargıtay üzerinden Anayasa Mahkemesi üyeliğine göndermek istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İrfan Fidan'ı istedi. Siyasetçidir, iktidardır, isteyebilir.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu isteğini kim gerçekleştirdi Kim oy kullandı Yargıtay'daki 107 yüksek yargıcın oyu olmasa İrfan Fidan'ın ismi aday olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önüne gidebilir miydi Cumhurbaşkanı Erdoğan Yargıtay'daki odasının kapısını bilmeyen, tek bir dosyanın kapağını kaldırmayan İrfan Fidan'ı Anayasa Mahkemesi'ne üye olarak atayabilir miydiHukukun üstünlüğü ilkesini zedeleyen bu tür atamanın asıl sorumlusu kim, kimlerCumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibi mi 17 Aralık 2020 tarihinde Yargıtay Genel Kurulunda yapılan seçimlerde İrfan Fidan'ın Anayasa Mahkemesi üye adaylığı için "evet" oyu kullanan 107 yüksek yargıç mıMesela İktidar hakimler için "coğrafi teminat" getireceklerini duyurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'deki törenle açıkladığı "Yargı Reformu Strateji Belgesi"nde aynen şöyle demişti: "Hakim ve savcılar için coğrafi teminat getiriyoruz. Mevcut tayin sistemi mesleki verimliliği olumsuz etkiliyor. Coğrafi teminat hakim ve savcıların isteği olmaksızın başka yere tayin edilememesi anlamına geliyor." (30 Mayıs 2019)Bir gün sonra da dönemin Adalet Bakanı Abdülhamit Gül çıkmış ve şöyle demişti: "Hakim ve savcılara coğrafi teminat getiriyoruz. Hakim bir karar verdi diye İstanbul'daysa alıp onu Kars'a gönderemeyeceksiniz. Hakim ve savcılarımız kararını verirken bir gün alıp filan adliyeye göndermeme hususunda teminat getiriyor." (31 Mayıs 2019, AA Editör Masası)Sayın Gül 12 Temmuz 2021 tarihinde yine şöyle demişti: "Hâkimlerimize, savcılarımıza coğrafi teminat gibi çok önemli düzenlemelerin de önümüzdeki dönemde kanunlaşmasını bekliyoruz."Sayın Gül, görevden alınmadan çok kısa bir süre önce şöyle demişti:"Hakim ve savcılar için de coğrafi teminat uygulaması getirilecek. Hukukun insan yaşamını zorlaştıran değil, kolaylaştıran tarafta olması