İmamoğlu siyasi yasaklı olunca

İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu siyasetten yasaklanacak şekilde mahkum etmesi yıllarca tartışılacak bir karardır. Şunu baştan söylemeliyim ki İmamoğlu davası bir kez daha yargının siyasi irade tarafından hem de nasıl pervasızca araç olarak kullanıldığını ortaya koydu.İktidarın yargıya nasıl baskılar yaptığı uluslararası raporlarda ve AİHM kararlarında yazıyor. Rahip Brunson, Deniz Yücel, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş davaları en bilinen davalar arasında. Deniz Yücel'in serbest bırakılacağını ilk kimden duymuştu kamuoyu Rahip Brunson serbest bırakıldığında dönemin ABD Başkanı Trump kime teşekkür etmiştiYerel mahkeme AİHM kararlarına rağmen Osman Kavala hakkında neden tahliye kararı veremiyor Mahkemeler kime bakıyorHukuka mı bakıyor, iktidarın gözünün içine miHoşa gitmeyen kararları veren, hatta muhalefet şerhi yazan yargıçlar neden sürgün ediliyorDolayısıyla siz AK Partinin hukukçu Grup Başkanvekilleri Emin Akbaşoğlu ve Bülent Turan'ın "Bağımsız ve tarafsız yargı kararını vermiştir Yerel mahkemenin verdiği henüz kesinleşmemiş bir karar var, daha bundan sonraki süreç var, davanın hem istinaf hem de yargıtay boyutu olacaktır" sözlerine bakmayın.Ne diyeceklerdi "Hukuk katliamı yapıldı, mahkemenin vermiş olduğu bu karar hukuki değil siyasidir" mi diyeceklerdiBakmayın onlara çünkü kendi sözlerine kendileri de inanmıyorlardır, dahası AK Parti'nin kendi teşkilatlarını, kendi seçmen tabanlarını bile bu kararın siyasi değil hukuki olduğuna inandıramazlar.AK Partili Turan, istinaf mahkemesinin, yerel mahkemenin verdiği kararı bozamayacağını, başka bir şansının olmadığını, yerel mahkemenin kararını noter gibi onayladığı kararları bilmiyor muAYM kararına uymayı reddeden yargıcın nasıl terfi ettirildiğini bilmiyor muBiliyor elbette.Yerel mahkemenin İmamoğlu davasında verdiği karar AK Partili Turan ve AK Partili milletvekilleri için sürpriz mi oldu Beklemiyorlar mıydıÇok mu şaşırmışlar, hiç beklemedikleri bir karar mıymış!Hayır elbette, Anadolu Adliyesi'ndeki 7. Asliye Ceza Mahkemesinin İmamoğlu'na 2 yıldan fazla ceza vererek siyasi yasaklı hale getireceği, yangının haline bakarak tahmin ediliyordu... Zaten iktidarın mahkemeden böyle talebi olduğu da ortaya çıkmıştı.Dolayısıyla verdiği karar kimse için sürpriz olmadı, asıl mahkeme aksi yönde karar verseydi şaşırtıcı olurdu.Biliyorsunuz Hakimler ve Savcılar Kurulu iktidarın yakından takip ettiği davaları şansa bırakmıyor, yakından takip ediyor. Dosyalara iktidarın hoşuna gidecek hakimleri getiriyorlar, iktidarın hoşnut olmayacağı karar verecek hakimleri dosyadan hemen uzaklaştırıyorlar. HSK bir elinde havuç bir elinde sopayla yargıçların üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanıyor.Bu İmamoğlu davasında bir kez daha ayyuka çıktı.Barış Terkoğlu kaleme aldığı "İmamoğlu'nu ortadan kaldırmaya hazırlanıyorlar" başlıklı 7 Kasım tarihli yazısında, HSK'ın 19 Haziran 2022 tarihli yaz kararnamesiyle İmamoğlu davasının hakimi Hüseyin Zengin'in güvendiği kimi hakim ve savcılara yaptığı sitemi şöyle aktarmıştı:"Ben de hükümete destek veriyorum. Hatta eşim, hükümetin desteklediği 2 No'lu Baro'da çalışıyor. Ancak ben hâkimim. Tarafsızlığımı korumak zorundayım. Buna rağmen bazı savcılar aracılığıyla, İmamoğlu'na iki yıldan fazla ceza vererek, onu siyasi yasaklı hale getirmem telkin edildi. Bu suçlara ilişkin daha önce verilmiş kararları inceledim. Vicdani olarak, böyle bir cezanın adaletsiz olacağını gördüm. İmamoğlu hakkında, asgari sınırdan ceza verip, hükmün açıklamasını ertelemenin en doğrusu olacağına karar verdim. Bunu birkaç kişiye de söyledim. Durumdan haberdar olan ve adliyeyi yöneten bir isim, hükümetle görüşerek atamamı yaptırdı."Peki, sonuç ne olduAnadolu Adliyesi'ndeki 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan davadaki duruşma sürecinde 5. celse de dahil olmak üzere davanın hakimi Hüseyin Zengin'in niye Samsun'a atandığı, 6. celseden itibaren Mehdi Komşul olarak değiştirildiği ortada değil miNormal olan, genel tayin kararnameleriyle atamalar yapmak olduğu halde,