İktidarın obezleştirdiği devlet

Avrupa Parlamentosu (AP), Türkiye'yi özellikle insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü açısından sert ifadelerle eleştiren raporu kabul etti. 27 sayfalık 2023-2024 Türkiye Raporu, 74 parlamenterin aleyhte ve 188 çekimser oya karşılık 367 lehte kullandığı oyla kabul edildi. Dışişleri Bakanlığına göre de AP Genel Kurulundaki 367 el "Türkiye aleyhine çarpıtılmış, ön yargılı ve gerçek dışı iddialara" kalktı.

Dışişleri Bakanlığına göre rapordaki Türkiye'ye yönelik eleştiri konusu olan hiçbir bilgi gerçek değil

İktidar yargıyı kullanarak "rüşvet yolsuzluk" iddialarını gerekçe yaparak CHP'li belediyeleri dört bir koldan kıskaca almıyor "silkelemiyor", CHP'li belediyeleri hizmet yapamaz hale getirmiyor.

İktidar yargı eliyle iki yol sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en güçlü rakiplerini saf dışı bırakmaya çalışmadı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu zaten görevinin başında.

İktidar yargı sopasını Demokles'in kılıcı gibi muhalif kesimin kafasında sallandırmıyor.

Ekrem İmamoğlu'nun diploması hukuksuz bir şekilde iptal edilmedi! Bekir Bozdağ'ın Başbakan Yardımcılığı döneminde ifade ettiği gibi "Türk yargısı Avrupa ve Amerika yargılarından daha fazla hukuka bağlı ve daha adil"

Yine iktidara göre, Türkiye AİHM ve AYM kararlarını uyguluyor, AİHM kararlarının bağlayıcılığı konusunda gayet titiz davranıyor, nitekim ülkemizde uygulanmayan AİHM kararı da yok!

Anayasa Mahkememizdeki Bireysel Başvuru sistemimiz gayet güzel işliyor. İktidar Hakimler ve Savcılar Kurulu'nu hakimler ve savcıların üzerinde bir baskı aracı olarak kullanmıyor!

HSK iktidarın yakından takip ettiği dava dosyalarının başına iktidarın hoşnut olacağı hakimleri getirmiyor, iktidarın hoşnut olmadığı kararları veren hakimleri sürgün etmiyor.

Ülkemizde demokrasi, insan hakları standardı en üst seviyede, gençlerimiz özgürce iktidarı protesto edebiliyor, gazeteciler iktidarı gönül rahatlığı ile eleştirebiliyor!

AİHM'in ve AYM'nin Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş, Can Atalay hakkında verdiği "hak ihlali" kararını yerel mahkemelerimiz hemen uyguladılar, Osman Kavala'nın, Selahattin Demirtaş'ın AİHM kararlarına rağmen hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutuldukları bilgisi asla gerçeği yansıtmıyor!

İktidarı ekonomi ve hukuk yönünden eleştiren TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve YİK Başkanı Ömer Aras'ın kapısına polis dayanmadı, kollarına kelepçe takarak adliyeye götürmedi, iktidarı eleştirdikleri için mahkemelik olmadılar.

Ülkemizde ferah feza barışçıl protestolar yapılabiliyor, iktidar gönül rahatlığı ile eleştiriliyor, iktidarın polisleri tuttuğu protestocuları karakola götürmüyor, savcılar işlem yapmıyor, demokratik hak kapsamında değerlendiriliyor!

Elbette ki Avrupa Parlamentosu (AP) kararları ülkeler için bağlayıcı değil ama ülkelerin imajlarını etkiliyor. Dolasıyla bu bakımdan önemsiz sayılamaz, ülkelerin itibarı açısından önemlidir.
Nitekim Avrupa Parlamentosu AK Parti iktidarındaki Türkiye'ye övgüler de yağdırmıştı. 2004 ve 2006 yıllarında AP, Türkiye'nin AB üyeliği sürecindeki ilerlemelerini taktir etmişti. Raporlarına övgü başlıklarını birer, birer yazmışlardı. AK Parti iktidarının siyasi reform süreçlerini, ceza kanunlarında AB standartlarında yaptıkları düzenlemeleri, yürürlüğe giren anayasal ve yasama değişiklerini Türkiye'nin AB standartlarına yönelik kaydettiği kurumsal ve yasal uyum çabalarını oldukça etkileyici bulduklarını yazmışlardı raporlarına. Yine makroekonomik dengesizliklerin azaltılması ve yüksek büyüme oranlarıyla ekonomideki gelişmeleri takdir ettiklerini gayet cömertçe bir takdirle kaydetmişlerdi raporlarına

Erdoğan başbakanlığı döneminde kimselere bırakmadan Avrupa Parlamentosu'na teşekkürü bizzat kendisi yapmıştı.

İktidar Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye Raporuna cepheden "reddediyoruz, kabul etmiyoruz, çarpıtılmış, ön yargılı" diyerek tepki göstermek yerine, somut örneklerle tahlil ederek cevap vermeli ve aslında sebep oldukları sorunları çözmeye bakmalı.

Rapora "çarpıtılmış, ön yargılı" denilince, gerçeğin üzeri örtülmüyor, Türkiye'nin hukuk devleti standardı düştüğü yerden yükselmiyor.