Devlet Bahçeli'den beklentim

MHP lideri Devlet Bahçeli dün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada CHP lideri Özgür Özel'in İBB soruşturmalarına ilişkin "duruşmalar TRT'de canlı yayınlansın" önerisine destek verdi:

"CHP Genel Başkanı duruşmaların televizyon ekranlarında canlı yayınlanmasını talep etmiştir. Madem bu talebinde ısrarlıdır, madem milletimiz her şeyin takibinden yanadır, o halde biz de bu beklentinin makul ve meşru değerlendirerek ak koyunun, kara koyunun maşeri vicdanda, vicdan huzurunda tefrik ve teşhir edilmesini ümit ve temenni ediyoruz."

CHP lideri Özgür Özel 24 Mart 2025 akşamı Saraçhane Meydanından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şöyle meydan okumuştu:

"Ellerindeki büyük propaganda makinasıyla, büyük haksızlıklarla, saldırarak sürekli 'efendim yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet' diye yalanlara sarılıyorlar ama 'Sayıştay müfettişi şunu buldu, vergi müfettişi bunu buldu, incelendi, denetlendi, kanıt bu' diyemiyorlar. Şimdi buradan hep birlikte büyük bir meydan okuma yapacağız. Biz tarihi bir adım atıyoruz, İmamoğlu'nun dosyası TRT'den canlı yayınlanarak yargılansın."

Altını çizmekte fayda var, CHP bu meydan okumayı günler, haftalar, aylar sonra yapmadı. Daha ilk gün çıktı ve iktidara kendinize, dosyanıza güveniyorsanız, 19 Mart Operasyonun siyasi değil hukuki bir süreç olduğunu gösterin, biz buradayız dedi.

Siyasi tarihimize geçecek büyük bir meydan okumasıydı. Ancak şöyle bir sorun vardı, TRT'nin bu duruşmayı yayınlayabilmesi için kanun değişikliğine ihtiyaç vardı.

CHP 10 Mayıs'ta "Bu kanun teklifiyle vatandaşlar seçimlerde oy verdiği ve belli makamlara taşıdığı kamu görevlileri hakkındaki iddiaları ve bunların savunmalarını doğrudan öğrenme imkanına sahip olacaktır" diyerek TBMM'ye Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun yargılanmasının TRT'den canlı yayınlanması amacıyla hazırladıkları kanun tekliflerini sundu.

19 Mart Operasyonun iki tarafı var; iktidar partisi AK Parti ve ana muhalefet partisi CHP.

Bir de elbette üçüncü taraf olan halk var, yani milli irade, en büyük jüri. Bu büyük jüri, her fırsatta milli iradeye saygı duyduğunu söyleyen, diline milli iradeyi pelesenk eden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 31 Mart seçimlerini büyük hezimetle kaybetmesinin ardından, 24 Temmuz günü "CHP'li belediyeler SGK borcunu ödesin" sözüyle silkeme operasyonun startını verdiği tarihten bu yana olan biteni izliyor, tartıyor

Devletin bütün gücünü elinde bulunduran AK Parti, siyasallaştırdığı, tahakkümü altına aldığı yargının gücüyle 'yolsuzluk, rüşvet, haksız mal edinme' gibi kamuoyunun kolaylıkla satın alacağı suçlamalarla CHP'yi silkelemeye çalışıyor.

Dört aydır elindeki 'yolsuzluk' damgasını CHP'nin alnına yapıştırmaya uğraşıyor.

Ana muhalefet partisi CHP 19 Mart akşamından bu yana şehir şehir dolaşarak AK Partiye meydan okuyor, AK Partinin kalesi şehirlerde topladığı onbinlerce seçmene uğradığı adaletsizliği anlatıyor, Türkiye'nin hukuk rayından çıkmasının, yargının siyasallaşmasının ülkemiz ekonomisine verdiği zararı anlatıyor, AK Partiyi şikayet ediyor.

'Duruşmalar TRT'den yayınlansın' talebi sıradan bir talep değildir, olağanüstü bir özgüvenin göstergesidir. Böylesi bir meydan okumayı ancak ve ancak suçsuz olduğundan emin olan taraf yapabilir.

Böylesi bir meydan okuma karşısında karşı tarafın da bu meydan okumayı alması lazımdır. Ama AK Parti bu meydan okumaya cevap veremedi, nitekim TBMM Başkanı CHP'nin teklifini işleme de koymadı, koyamadı.

Ama dün itibariyle durum değişti. Artık Ekrem İmamoğlu'nun ve diğer CHP'li belediye başkanlarının dosyası "TRT'de canlı yayınlansın" talebi sadece CHP'nin hodri meydan okuması olmaktan çıktı. İktidar ortağı MHP lideri de "TRT'de yayınlansın, ak koyun kara koyun ortaya çıksın" diyerek CHP lideri Özgür Özel'e destek çıktı.

Gerçekten ortaya çıksın, vatandaşlar olarak hepimiz görelim ak koyunu, kara koyunu.

CHP'li belediyeler yolsuzluk yapmışlar mı, rüşvet yemişler mi, haksız mal edinmişler mi

Savcı hazırladığı iddianamesini TRT'de canlı yayınlanacak duruşmada okusun, hakim bütün ülkenin gözünün önünde yargılasın. CHP'li belediye başkanları sorulara cevap versinler. CHP'li belediye başkanları tek tek yanıtlarını versinler. Savunmalarını bütün millet dinlesin.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'silkeme' operasyonunun hukuki zeminde yürüyüp yürümediğine sadece hakim değil milli irade olarak hepimiz karar verelim. Çünkü Ekrem İmamoğlu'na İstanbul'da 15 milyon 720 bin, Adana'da Zeydan Karalar'a 2 milyon 280 bin, Adıyaman'da Abdurrahman Tutdere'ye 610 bin , Antalya'da Muhittin Böcek'e 2 milyon 720 bin seçmen oy verdi. Tutuksuz yargılamaları mümkün olan seçilmiş belediye başkanları değil bugün cezaevinde olan bu operasyonlarla toplamda 21 milyon 315 bin seçmenin iradesi cezaevinde.