Bu bir skandalsa, skandalın sorumlusu kim

Aslında bugün AK Parti'nin seçim sonuçlarını değerlendirmek üzere toplandığı, belki de tarihinde ilk kez "tatsız tuzsuz ve baya gerilimli" geçen Kızılcahamam kampını yazacaktım. Yazılmaya, üzerinde konuşulmaya değer çünkü.

Hürriyet'ten Ebru Karatosun'un haberine göre, mesela toplantıda söz alan bir milletvekili "Samimiyetsizlik kurumsallaştı. Tuzu kuru diye beyaz Türkleri eleştiriyorduk şimdi beyaz Müslümanlar çıktı" demiş. Mesela söz alan eski bir bakan partilerinin yaptığı ittifakların fayda mı zarar getirdiğini sorgulamış. Bir başka milletvekili "halktan kopulduğu ve partinin bürokratikleştiği" tespitinde bulunmuş.

Gazetepencere'den Nuray Babacan AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala'nın "Biz elimizden geleni yaptık, ekonomi etkili oldu" sözlerinin salonda homurdanmalara neden olduğunu, yine Ala'nın "5-6 alanda reform yapsaydık seçimi alırdık. Ama biz bunları yapacağız ve 2028 seçimlerini alacağız" sözlerinin karşılık bulmadığını, alkış almadığını, milletvekillerinin kamptan memnun kalmadığını, gerçek anlamda bir seçim analizi yapılmadığını düşündüklerini yazdı.

Ayrıca benim inancım şöyle, bu tür toplantıların hiçbir faydası yok. Kızılcahamam'dan bir esaslı bir netice çıkacağına dair bir beklentim de zaten yoktu. Önemli olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vereceği karardır.

???

Bu konuda Mustafa Karaalioğlu'nun 8 Nisan 2024 tarihli "Erdoğan'ın kendisiyle yapacağı toplantıdan ne sonuç çıkacak!" başlıklı yazısını dönüp yeniden okumanızı öneririm. Şu tespitlerinin altını çizmiştim, paylaşayım:

"AK Parti demek Erdoğan demektir. Böyle olmasını bizzat kendisi istemiştir. AK Parti'nin özerk ve kendi siyasetini yaratan gerçek bir parti olmasını istememiştir. Tepeden tırnağa kadroları kendine eşlik edecek bir doğrultuda dizayn etmiştir.

31 Mart'ın eksik sayfasını tamamlamak için Erdoğan kendi kendisiyle toplansın; yani, kendisiyle baş başa kaldığında gerçekte ne hissettiklerini sızdırsın. Sızdırsın da perde biraz aralansın. Gerisi vakit ve enerji kaybı

Erdoğan özeleştiri yapmadıkça partisi sabah akşam tövbe etse de faydası olmaz."
Evet AK Parti Erdoğan'ın partisidir. Böyle olduğunu eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ AK Parti'nin 2. Olağan Kongresinde şu sözlerle ifade etmişti: "Partimiz halkımızda söylediği gibi Tayyibin partisidir ve Tayyibin partisi olarak kalmaya devam edecektir." (22 Mayıs 2016)

Ve bütün salon Bozdağ'ın bu sözlerini ayağa kalkarak dakikalarca alkışlamıştı.
Kararı Erdoğan verecek. Erdoğan henüz ne yapacağına tam olarak karar veremediği için ortaya esaslı bir şey çıkmıyor.

Ve elbette homurdanmaların başladığını ortaya koyan Kızılcahamam Kampı üzerinden bütün bunlar yazılmayı elbette hak ediyor.
Ancak bunlar sonra da yazılabilir.

???

Ben bugün yerel seçimlerden iki ay sonra iktidarın yeniden kayyım politikasına geri dönmesini yazacağım.

İçişleri Bakanlığı, Akış hakkında "örgüt yönetmek", "örgüte üye olmak" ve "örgüt propagandası yapmak" iddialarıyla Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava dosyasını gerekçe göstererek, Hakkari'de yüzde 48.92 oyla belediye başkanı seçilen DEM Parti Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış'ı görevden aldı, yerine Hakkari Valisini kayyım atadı.

Kayyım atamasına tepki gösteren sadece DEM tabanı değil, bu konuda bölgedeki halkın çoğunluğu doğal olarak iktidara tepki gösteriyor.
Tepki göstermesi doğal değil mi

Düşünelim bakalım.
AK Parti seçmenin başına gelse ne hisseder Siz ne hissedersiniz Oy verip kazandırdığınız, hiç sorun olmadan YSK tarafından mazbatasını alan belediye başkanınız iktidar tarafından 2 ay sonra görevden alınsa, yerine kayyum atasa ne hissedersiniz

Bunu yapan iktidara tepki gösterir, oyunuza sahip çıkar, protesto ederdeniz değil mi
Çok basit, Cin Ali tadında bir empati.

İktidar iki puan farkla seçimi kaybettiği Hakkari'ye kayyum atamasının Hakkarili seçmenin vicdanını yaralayacağını, infial yaratacağını bilmiyor mu Böyle duygular yaratmak hangi akla hizmettir 2 puan farkla kaybettiğim yeri kayyımla kazanırım inatlaşmasından başka nedir

Sabah akşam "milli irade" kutsaması yapan iktidarın bu yaptığı milli iradeye saygısızlık değil midir
Nitekim DEM Partisi nöbet eylemleri başlattı, CHP kayyım atanmasına karşı Hakkari'ye gitmek üzere bir heyet oluşturdu.

???

Dün ilk açıklama iktidarın ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli'den geldi... Önce Bahçeli'nin açıklamasına bakalım. Partisinin grup toplantısında "Bir PKK'lının seçimlere katılması başlı başına bir skandaldır. Terörist belediye başkanı, terörist milletvekili istemiyoruz"