Ahmet'e de aynı hukuk Mehmet'e de aynı hukuk
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın "hasta mahkumlar iyileşinceye kadar infaz geri bırakılsın" çağrısı tartışılmaya devam ediyor. Allah var, Feti Yıldız da şimdiye kadar milim geri adım atmadı, büyük bir sabırla kendisine yöneltilen "hasta mahkumlarla hangi hasta mahkumları" kastettiği sorularını tane tane cevaplamaya devam ediyor.
Burası Türkiye olunca, maalesef iklim ve konjonktür böyle olduğunda soru da önemli oluyor.
"Hangi hasta mahkumlar iyileşinceye kadar infazı geri bırakılacak"
Bu ülkede "ayrıştırılmayan", "bizler- onlar" kategorisine sokulmayan hiçbir şey kalmadı çünkü.
O yüzden belki de cezaevindeki 700'e yakın ağır hasta olan mahkumlar isim, isim sorulması gerekiyor "filanca, falanca hasta, mahkum da dahil mi" diye
Feti Yıldız'ın "hasta mahkumlar" önerisinin bu kadar tartışılmasının bir diğer önemli sebebi de şu soru:
Acaba MHP lideri Devlet Bahçeli'nin 22 Ekim tarihinde startını verdiği "terörü bitirme sürecinin" başarıya ulaşabilmesi için Öcalan'a bir formül bulmaya çalışılıyor olabilir mi
Yani iktidar yine tıpkı 2020 yılında yaptığı gibi infazlarının geri bırakılmasını istedikleri hasta mahkumların boylarına, poslarına, adlarına, sanlarına, isimlerine, cisimlerine baka baka bir İnfaz Yasası mı düzenleyecek
Yoksa herkesi kapsayacak mı
Cumhuriyet Gazetesinden Barış Pehlivan Feti Yıldız'la yaptığı konuşmayı "Feti Yıldız'la neler konuştum" başlığı ile köşesine taşıdı. Feti Yıldız, Barış Pehlivan'ın "Acaba Abdullah Öcalan için bu formül mü düşünülüyor' diye yorumlanıyor" sorusu üzerine şöyle demiş:
"Hayır, hayır. Abdullah Öcalan meselesi 2 yıl önce var mıydı ki Yıllardır söylediğim bir şey bu. Evrensel hukuktan bahsediyorum. 2022, 2023 ve 2024 Adalet Bakanlığı bütçeleri görüşmelerinde, komisyonlarda ve kanun tekliflerinde devamlı dile getiriyorum ben bunu. Yeni bir şey değil."
Feti Yıldız doğru söylüyor İnfaz Yasası'nın değişmesi gerektiğini 2 yıldır söylüyor. Ama 2 yıldır söyleyip geçiyordu ve bu kadar net bir şekilde hiçbir zaman konuşmadı. Ayrıca bir hukukçu olan MHP'li Yıldız "evrensel hukuk" kavramını şimdiye kadar hiç kullanmadı. Eğer "evrensel hukuk" kavramından bahsettiği bir açıklamasını ortaya koyarsa kendisinden buradan büyük bir memnuniyetle özür dileyeceğim.
Devam edelim.
Yine ilk kez Aralık ayındaki Adalet Bakanlığı bütçe görüşmesinde "hasta mahkumların durumunu" güçlü bir söylemle dile getirdi.
Ama gelelim Feti Yıldız'ın "işte budur, bir hukuk adamı da başka türlü konuşmaz, bir hukuk devletinde olması gereken de zaten budur" dedirten asıl önemli sözlerine.
Barış Pehlivan'ın "Öcalan sizce bu hakkı kullanabilir mi Sizin böyle bir öngörünüz var mı" sorusunu şöyle yanıtlamış:
"Öcalan'ın bundan faydalanmasının bir tane şartı vardır. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda hasta olduğuna dair adli tıp raporu lazım. O varsa Ahmet de olur Mehmet de olur."
Sayın Yıldız sahiden daha önceleri nerelerdeydiniz gerçekten siz
Bir hukuk devletinde olması gerekenler bunlar. Ahmet'e, Mehmet'e göre yahut siyasi konjonktüre, iktidarın çıkarına göre kanun yapılmaz. Kanunlar evrensel hukuk ilkelerine göre ve mutlaka "genel" düzenleme halinde yapılır.
Ama maalesef 2020 yılında AK Parti ve MHP İnfaz Yasasını hazırlarken Ahmet'e Mehmet'e baktı, hem de öyle böyle değil, kılı kırk yararak... Ve Meclis'ten Ahmet'lerinin her türlü faydalanacağı ama Mehmet'in de asla faydalanamayacağı bir infaz yasasını çıkardılar.
Oysa Anayasamızın 10. Maddesi gayet açık bir şekilde