Dünya lideri Sisi, şimdi pisi pisi

Mecburen Mısır lideri Abdülfettah Sisi'yi yazacağız.

Osmanlı bakiyesi Mısır, İslam dünyasının kodaman devletlerinden biri.

Sisi ise bu devletin başında uzun yıllar boyunca görev yapmakta olan bir kişi. Halk oyu ile seçilmiş, sevilen ve Mısır ve İslam dünyası yararına projelerini uygulamakta olan, adam gibi adam birinin yanında görevliyken adını duyurup palazlanmış ama Amerika ve Siyonistlerin desteği ile liderine ihanet edip, sırtından hançerleyip, makam mevki kapmış bir hırslı kişilik.

Amerika'nın desteği ile makam mevki kaptığına göre, haliyle onlara sırtını dayamış, onların en önemli isteği olan İsrail'in menfaatlerinin bekçiliğini yapmakla görevli olan biri.

Son Filistin-İsrail savaşında da görevli olduğu üzere, İsrail lehine ne yapması gerekiyorsa yapıp, Filistin lehine içi boş söylemleri öne çıkararak, gelecek seçimlerde halkının desteğini kazanma çabasında olduğunu herkes biliyor. İkide bir, "Lider Sisi sayesinde güçlenmiş Mısır ordusu İsrail'i iki defa yenebilecek kudrette bir ordudur" türünden slogansı söylemlerle liderliğini pekiştirme derdine düştüğünü gördük. Galiba bizim iktidardan kopya çekerek beslediği "trol ordusu" ile, kendi lehine bu tür söylemleri gözden göze, kulaktan kulağa yayarak, ayakta durmaya çalışıyor. Bir taraftan da Amerika'nın "aferinlerini" nasıl kazanırımın derdinde.

Sarı aygır Trump, İslam dünyasındaki bu ve bunun gibi bazı liderleri; işgalci İsrail ile ölüm kalım mücadelesi vermekte olan Filistin'in HAMAS kuruluşuna musallat ederek, İsrail lehine bir ateşkes anlaşması sağlamayı denedi. Bu görevi alan liderlerden biri olan Sisi, "Barışın Mimarı" pozlarına bürünüp, "Dünya Lideri" edası ile harekete geçti. Elbette trollerini tam mesai çalıştırarak kendini halkına pazarlama işini de ihmal etmeyerek. HAMAS'ı, Trump'ın hazırladığı ve tuzaklarla dolu olan ateşkes taslağını kabul etmeye razı etmek için şöyle yaklaşmış olmalı bu "Dünya Lideri" Sisi:

"İki yıldır çok yoruldunuz. Çok insan zayiatı verdiniz. Evleriniz ve yurtlarınız harabeye döndü. Açlıkla pençeleşiyorsunuz. Sizi toptan imha etmeye çalışıyorlar. Sınır kapıları açılacak, yardım ve destek konvoyları serbestçe Gazze'ye girecek. Size bunun sözlerini veriyoruz. Bu anlaşmayı kabul edin. Burada sizin silahlı olarak savaşmanıza gerek kalmayacak. Biz güçlü ordularımızla İşgalci İsrail'in önüne dikileceğiz. Artık size saldıramayacaklar. Bizler garantör olacağız. İsrail bu anlaşmaya uymayıp tek kurşun bile atmaya kalksa, bedelini ona biz çok ağır ödetiriz. Siz ise yaralarınızı rahatça saracaksınız. Bize güvenin, güçlü ordularımıza güvenin, rehineleri serbest bırakın, gerisini biz halledeceğiz."

Bu arada dünyaya da inandırıcı olmasına özen gösterdikleri mesajlar vermeye başladılar. Mesela:

"Ateşkes sürecinin garantörü biz olacağız. Bu durumda İsrail'in tekrar soykırım ortamına dönmeye kalkışmasının bedeli çok ağır olacaktır. Gazze artık kana doymuştur. Sabotajlardan uzak durulmalıdır."

Bu "arabulucular" günlerce HAMAS heyetini ikna için çalıştılar. HAMAS heyeti bu güvencelere pek kanmasa bile, İslam dünyasının kodamanlarını reddetmiş olma pozisyonuna düşmemek adına, imzayı atmak zorunda bırakıldı.

Sonunda Trump'a müjde gitti.

Sarı aygır Trump hemen koşarak İsrail'e gitti, onları "kazandıkları zafer" için tebrik etti. Avenelerini ve piyonlarını toplayarak Mısır'a gitti.

Sisi'nin görevli trol ordusu baş döndürücü bir propaganda bombardımanı başlattı:

"Sisi bir dünya lideri."

"Sisi liderliğinde dünyanın merkezi Mısır oldu."