Suriye ayağa kalkıyor

Kimlikleri sebebiyle ya da kendilerini devşirenlerin arzusu üzerine, her fırsatta yerli ve milli olmadıklarını gösterenler, Suriye'deki gelişmeler sonrası temkini tamamen bir kenara bıraktı. Ya sabırsızlıktan ya da gelişmelerden sonra fonlarının kesilmesi ihtimalinden korktukları için...
Baas rejiminin tarihe karışması ve yeni yönetimin ülkenin birliğini sağlama konusundaki kararlılığı, bu güruhun başlıca sıkıntı kaynaklarından. Suriye'deki büyük çoğunluğun 61 senedir adeta kan kusuyor olması umurlarında bile değildi ve Nusayri azınlığa dayalı Baas rejiminin devamını çok arzu ediyorlardı çünkü.
Suriye'de 1963'ten beri devam eden Esad zulmünü büyük ihtimalle hepimizden daha iyi bildikleri halde bilmezden gelen Esad aşıklarının bir başka ortak yönü de ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde oluşturmaya çalıştığı ve TSK'nın yerinde girişimleri ile engellenen teröristan konusundaki tutumları.
Türkiye açısından açık bir tehdit olduğunu bile bile PKK'nın Suriye'de oluşturmaya çalıştığı koridora sıcak bakan ve bunun her fırsatta dile getirmekten çekinmeyenler, 27 Kasım'da başlayan baş döndürücü gelişmeler sonrası içine düştükleri şaşkınlıktan sıyrılıp, yine söylemlerine sarıldılar.
İdlip'ten yola çıkan Muhalif grupların Halep, Hama, Humus'tan Şam'a uzanan yolculuklarına paralel olarak, Suriye Milli Ordusu'nun PYDYPG'yi İdlip kırsalı ve Münbiç'ten kovmasıyla konforları bozulanlar, yeni yönetimin 'Suriyeli olmayanlara Suriye'de yer yok' sözünün ne manaya geldiğini iyi biliyorlar. Türkiye'nin güneyimizdeki güvenlik şeridinin tamamlanması için gereken adımları atacağının da farkındalar, tabii.
Komşumuz Suriye'yi, ABD ve İsrail'in menfaatleri için bölüp parçalamaya çalışan terör örgütüne yönelik sempatilerini gizlemeyenlerin, Suriye'nin birliğini temine çalışanları eleştiriyormuş gibi yaparak, TSK'ya laf dokundurma çabaları, fütursuzluğun zirvesi.