Arkadaşlarına çaylarını veren İhsan, Melih Bey'e:
- Son gelişmelerle ilgili yorumlarınızı merakla bekliyoruz. CHP'deki gelişmelerle başlamak en iyisi. İstanbul'daki karar sonrası şaibeli kurultay davasından karar çıkıp çıkmayacağı önem kazandı. CHP Genel Başkanı da sokak çağrıları yapmayı sürdürüyor...
- İstanbul'daki mesele, CHP'lilerin müracaatı üzerine mahkemenin İstanbul il kongresinde delegelerin oylarının yönlendirildiği iddiası üzerine aldığı kararla ilgili. Mahkemeler delillere bakarak karar alırlar. CHP'lilerin yapması gereken, kongrede para dağıtılarak delege oylarının satın alınmadığını ispat etmek. Ancak, hukuken yapabilecekleri bir şey olmadığını bildikleri için ortalığı karıştırıp, mahkeme kararını bastırmaya çabalıyorlar... Selim:
- İstanbul'daki karar, kurultay davasını etkiler mi..
- Muhtemelen. Benzer bir durum var ve Ankara'daki mahkeme İstanbul'daki dosyayı istedi. İstanbul'dakine benzer bir karar ya da ara karar çıkabileceği gibi, ceza davasının sonucunu bekleme sebebiyle erteleme de olabilir. Kesin olan, CHP'lilerin de şahitliği ile kongre ve kurultaylarda para, daire, telefon, tablet, kadro ve benzeri usullerle delegelerin iradelerinin satın alındığı. Hiçbir CHP'li 'hayır böyle şeyler olmamıştır' da diyemiyor... İhsan:
- Davaların siyasi olduğu dışında söyleyebildikleri bir şey de yok. Bu arada İmamoğlu'nun da sahte diploma duruşmasında şov yaptığı söyleniyor...
- Başka ne yapabilir ki Üniversite imtihanında aldığı puanlarla giremeyeceği bir okula, birtakım oyunlarla yatay geçiş yapmış. Sorulanlara verebileceği bir cevabı olmadığı için de şov yapıyor. 'Evet, normalde giremeyeceğim bir okula para gücüyle yatay geçiş yaptım ve bu arada sahte belgeler de kullanıldı' diyemez. Olan biten bundan ibaret. ve mahkemenin önünde deliller olduğuna göre, netice de belli... Mustafa:
- İmamoğlu ve Özel'in meseleyi kanırtmaya çalışmaları şaşırtıcı... Melih Bey:
- Kaybolan eşeğini türkü söyleyerek arayan Nasreddin Hoca, Komşularının şaşırdıklarını görünce şöyle demiş: 'Son ümidim şu dağın ardında. Eşeğim orada da yoksa, siz görün bendeki feryadı'. Bunun gibi Özel, İmamoğlu ve beraberindekiler, son ümit olarak gürültü çıkarmak ve sokak çağrıları yapmak suretiyle mahkeme süreçlerini atlatma hayali kuruyorlar. Olmadığını görünce ne yapacaklarını göreceğiz. Hakimler önlerindeki delillere göre karar alır. Birilerinin sokakta ne yaptıkları onları ilgilendirmez... Remzi:
- Şu anda CHP'lerin şikayetleri üzerine başlayan davalar sebebiyle CHP'yi yönetenlerin Hükümeti, AK Parti'yi ve Cumhur İttifakı'nı suçlamalarının anlamı ne peki..
- Yapacakları başka şey yok. İddiaların ve daha fazlasının gerçek olduğunu en iyi onlar biliyor. Mahkemelerin bekledikleri gibi neticelenmeyeceğinin de farkındalar. Dolayısıyla, büyük paralar ödeyerek ele geçirdikleri CHP'nin ellerinden gitmesini engellemek istiyorlar. Sokak çağrısı yaparak ortalığı karıştırmaya çalışmak, bu yollardan birisi onlara göre. Ancak CHP'lilerin önemlice bir kısmı da partilerinin İmamoğlu tarafından ele geçirilmesi ve çıkarılan gürültülerden ciddi şekilde rahatsız... Selim:
- CHP Genel Başkanı'nın İmamoğlu içeri girdikten beri onun emriyle sürdürdüğü mitinglerin her hafta daha da az kişiyle yapılması da bunu gösteriyor zaten...
- Net olan şu: Bitirdiğini söylediği fakülteye haksız ve kanunsuz bir şekilde girdiği ortaya çıktığı için diploması iptal edilen İmamoğlu, sahtecilikten de ceza alacak. Onunla tutuklananlardan 70 kişi itirafçı olduğu için rüşvet, irtikap, yolsuzluk ve benzeri suçlarla ilgili yargılama başladığında şov yapabilecek hali de kalmaz. CHP İstanbul kongresinde olduğu gibi 38. Olağan Kurultayı'nda da ciddi para hareketleri olduğu, CHP'lilerin itirafları ve sundukları belgelerle sabit. Özgür Özel'in koltuğunu kaybetme ihtimali de çok yüksek... Remzi:
- Demek ki bekleyecek ve CHP'lilerin yaşananları anlayıp akıllanmaları için dua edeceğiz... İhsan:
- CHP'nin çıkardığı gürültülerden rahatsız olan çevremizdeki bazı kişilerin, 'üzerlerine bu kadar gidilmeseydi keşke' benzeri lafları, dikkat çekici...
- En önemli mesele belki de bu. Kamu imkanlarını yağmalamayan ve CHP'yi ele geçirmeye çalışanlara göz yumulmasını istemek, olacak şey değil. Birilerinin ülkemizi teslim alma girişimlerine mani olabilmek, uyanık olmakla mümkün. Yargı süreçlerini dikkatle takip edip, CHP'li tanıdıklarımızı da uyarmak gerek. Türkiye hepimizin ve beraber korumak zorundayız... Selim:
Herkesin bir hesabı var...
- Çevremiz hep karışıktı ama gittikçe daha da karışıyor. İsrail sonunda Katar'ı da vurdu. Ne dersiniz..
- Katar'daki saldırı, ABD ile iş tutan bölge ülkelerinin akıllarını başlarına almaları gerektiğini bir kere daha hatırlattı. Güya koruduğu söylenen bir ülkeye saldırı oldu ve ABD sistemleri korumadı ya da koruyamadı. ABD'nin İsrail söz konusu olduğunda ne kadar kırılgan ve zavallı olduğunu gösteren o saldırı, garantilerin işe yaramadığını ve yaramayacağını da gösterdi. Kendi imkanlarınızla memleketinizi koruyamıyorsanız, tehlike altındasınız mesajı çok açık. Umulur ki başta Suudi Arabistan ve Mısır olmak üzere bölge ülkeleri ders alırlar ve akılları biraz başlarına gelir...
- İsrail'in bizi de hedef alabileceğine dair yorumlar artıyor...
- Başta içimizdeki uzantıları olmak üzere birileri, İsrail'in Türkiye'yi de hedef alabileceği türden korku oluşturmayı amaçlayan algılar için çabalıyor. Bizim sıkletimizde olmayan İsrail, Türkiye'ye saldırmayı hayal bile edemez. Peygamber Efendimiz (sav), 'savaşı istemeyin, ama başınıza gelirse de kaçmayın' buyuruyor. Türkiye, kararlı bir biçimde yoluna devam ederek, Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge sürecini eşzamanlı olarak geliştirmeye çabalıyor... Mehmet: